Şair Sennur Sezer'in, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'ndeki söyleşisindeyim. Ağzından bal akan sohbetiyle Sennur Hanım beni geçmişe götürüyor. Alın teriyle ekmek paralarını kazanan emekçileri dinliyorum ondan. Şiire başladığı dönemden söz ediyor bir ara. İzleyiciler arasından şair Eray Canberk'i yanına davet ediyor.
İki değerli şairin arasında ballı sohbet sürüp giderken söz Yelken dergisine geliyor. Hepsi de genç birer şairken Yelken dergisinin etrafında toplanışlarını anlatıyorlar. Yazdıklarını, dergideki dostluklarını, dayanışmalarını dinliyorum onlardan. Daha önce Yelken hakkında yapılmış bir araştırma olmadığını söylüyorlar. Söyleşi biter bitmez internette Yelken hakkında arama yapıyorum. Yelken sporuyla ilgili oldukça çok veri çıkıyor karşıma ama dergiyle ilgili birkaç sahafta bulunan eski sayılardan başka bir bilginin olmadığını fark ediyorum. Gün boyu Yelken aklımda kalıyor. Merakım her geçen saat katlanarak artıyor. Ertesi günkü atölye çalışmamızda Yelken dergisini araştırmayı öneriyorum. Önerim kabul ediliyor ve soluğu sahaflarda alıyoruz.
Bulabildiğimiz sararmış yapraklı Yelken dergilerini karıştırmaya başlayınca, Türk edebiyatı adına gizli kalmış bir define sandığının kapağını açtığımızı fark ediyoruz. Yol aldıkça alıyoruz. Yelken'le derinlere açılıyoruz…
Şair Sennur Sezer'in, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'ndeki söyleşisindeyim. Ağzından bal akan sohbetiyle Sennur Hanım beni geçmişe götürüyor. Alın teriyle ekmek paralarını kazanan emekçileri dinliyorum ondan. Şiire başladığı dönemden söz ediyor bir ara. İzleyiciler arasından şair Eray Canberk'i yanına davet ediyor.
İki değerli şairin arasında ballı sohbet sürüp giderken söz Yelken dergisine geliyor. Hepsi de genç birer şairken Yelken dergisinin etrafında toplanışlarını anlatıyorlar. Yazdıklarını, dergideki dostluklarını, dayanışmalarını dinliyorum onlardan. Daha önce Yelken hakkında yapılmış bir araştırma olmadığını söylüyorlar. Söyleşi biter bitmez internette Yelken hakkında arama yapıyorum. Yelken sporuyla ilgili oldukça çok veri çıkıyor karşıma ama dergiyle ilgili birkaç sahafta bulunan eski sayılardan başka bir bilginin olmadığını fark ediyorum. Gün boyu Yelken aklımda kalıyor. Merakım her geçen saat katlanarak artıyor. Ertesi günkü atölye çalışmamızda Yelken dergisini araştırmayı öneriyorum. Önerim kabul ediliyor ve soluğu sahaflarda alıyoruz.
Bulabildiğimiz sararmış yapraklı Yelken dergilerini karıştırmaya başlayınca, Türk edebiyatı adına gizli kalmış bir define sandığının kapağını açtığımızı fark ediyoruz. Yol aldıkça alıyoruz. Yelken'le derinlere açılıyoruz…