12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci

Stok Kodu:
9786050910193
Boyut:
14.00x23.00
Sayfa Sayısı:
235
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
14,81
12,59
9786050910193
636305
12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci
12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci
12.59
11 Eylül 1980 Perşembe günü öğle vakti. Meclis Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil'in telefonu çaldı. Arayan Süleyman Demirel'di. "Askeri canipten iyi haber almıyorum. Hazırlıkları varmış. Nereye kadar gideceklerini, ne yapacaklarını kestiremiyorum. Saat beşte gelecek zatın ağzını yokla" dedi. Saat beşte Genelkurmay Başkanı Kenan Evren Çankaya Köşkü'ne geldi. Evren gittikten sonra, Demirel Çağlayangil'i aradı. Çağlayangil "Her seferki ziyaretlerinden çok farklı. Aşırı saygı ve ilgi içindeydi. Bu neyi ifade ediyorsa yorumlamasını size bırakıyorum" dedi. Demirel şu cevabı verdi: "Anlattığın gibiyse, daha bir haftamız var."Ama o akşam, 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan gece darbe oldu. 12 Eylül Cuma günü akşamüstü, Evren Çağlayangil'i aradı. "Sayın Başkanım" dedi, "dün size geldim; hadiselerden bahsedemedim. Beni anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. Siz de kabul edersiniz ki, başka çare yoktu."Kenan Evren'in son çare olarak gördüğü "12 Eylül cumhuriyeti koruma ve kollama harekâtı"nın üzerinden 32 yıl geçti. Belki de Türk siyasi tarihinin pek çok açıdan iz bırakan en önemli müdahalesi olan, sonuçları bugün bile devam eden 12 Eylül darbesini Nazlı Ilıcak bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. Askeri müdahaleden tekrar çok partili hayata geçene kadar politik arena tam bir cadı kazanıydı. Gazeteci Nazlı Ilıcak da, hem iktidar savaşlarının çok yakın tanığı, hem de darbeye karşı duruşuyla mağduruydu. Ilıcak'ın yazdığı Tercüman gazetesi defalarca kapatıldı, Ilıcak da üç ay hapse mahkûm oldu. Nazlı Ilıcak 12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci'de tarihi gerçeklere tanıklık ediyor; iktidar savaşlarını, hükümet kurma çalışmalarını, Zincirbozan'da alıkonulan Süleyman Demirel'le mektuplaşmalarını, Sağmalcılar Cezaevi'ndeki günlerini okurla paylaşıyor. Çok tartışılan bir dönemin perde arkasını deneyimli bir gazeteci ve darbe mağdurunun kaleminden okumak için kaçırılmaz bir fırsat.
11 Eylül 1980 Perşembe günü öğle vakti. Meclis Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil'in telefonu çaldı. Arayan Süleyman Demirel'di. "Askeri canipten iyi haber almıyorum. Hazırlıkları varmış. Nereye kadar gideceklerini, ne yapacaklarını kestiremiyorum. Saat beşte gelecek zatın ağzını yokla" dedi. Saat beşte Genelkurmay Başkanı Kenan Evren Çankaya Köşkü'ne geldi. Evren gittikten sonra, Demirel Çağlayangil'i aradı. Çağlayangil "Her seferki ziyaretlerinden çok farklı. Aşırı saygı ve ilgi içindeydi. Bu neyi ifade ediyorsa yorumlamasını size bırakıyorum" dedi. Demirel şu cevabı verdi: "Anlattığın gibiyse, daha bir haftamız var."Ama o akşam, 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan gece darbe oldu. 12 Eylül Cuma günü akşamüstü, Evren Çağlayangil'i aradı. "Sayın Başkanım" dedi, "dün size geldim; hadiselerden bahsedemedim. Beni anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. Siz de kabul edersiniz ki, başka çare yoktu."Kenan Evren'in son çare olarak gördüğü "12 Eylül cumhuriyeti koruma ve kollama harekâtı"nın üzerinden 32 yıl geçti. Belki de Türk siyasi tarihinin pek çok açıdan iz bırakan en önemli müdahalesi olan, sonuçları bugün bile devam eden 12 Eylül darbesini Nazlı Ilıcak bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. Askeri müdahaleden tekrar çok partili hayata geçene kadar politik arena tam bir cadı kazanıydı. Gazeteci Nazlı Ilıcak da, hem iktidar savaşlarının çok yakın tanığı, hem de darbeye karşı duruşuyla mağduruydu. Ilıcak'ın yazdığı Tercüman gazetesi defalarca kapatıldı, Ilıcak da üç ay hapse mahkûm oldu. Nazlı Ilıcak 12 Eylül Kazanında Bir Gazeteci'de tarihi gerçeklere tanıklık ediyor; iktidar savaşlarını, hükümet kurma çalışmalarını, Zincirbozan'da alıkonulan Süleyman Demirel'le mektuplaşmalarını, Sağmalcılar Cezaevi'ndeki günlerini okurla paylaşıyor. Çok tartışılan bir dönemin perde arkasını deneyimli bir gazeteci ve darbe mağdurunun kaleminden okumak için kaçırılmaz bir fırsat.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat