Edebiyat metinlerinin, tarih, sosyoloji ve zihniyet incelemeleri alanlarında değerlendirilmesi, olay ve durumların ‘arka plan'ını tespit etmek bakımından önem arz etmektedir. Zira şair bir bakıma ‘hissi tarih' yazmaktadır. Özellikle sosyal, tarihi ve kültürel konuların işlendiği şiirlerde; kullanılan kelimeler, yapılan benzetmeler ve tasvirler dikkatli bir bakışla incelenmelidir. Şair, şiir dilinin özelliklerinden yararlanma imkanına göre, tarih yazıcılardan daha "ferdi" tavırlar sergileyebilmektedir. Edebi eserlerde, olay ve durumlar daha hissi ve şahsi değerlendirilmekte ve bir yönüyle halk vicdanındaki görüntü daha net yansıtılabilmektedir. Osmanlı sultanlarına yazılan mersiyeler, tarihi olayları konu alan kaside, tarih ve kıt'alar, bunun en açık örnekleridir. Şairin, kardeşini veya oğlunu katleden padişaha rağmen maktüle mersiye yazma girişimi ve maktül için şiirde kullandığı övgü kalıpları, tarih kitaplarındaki kuru ve katı ifadelerin aksine, Cornell H. Fleischer'in de söylediği gibi ‘yumuşak kanıtlar' niteliği taşımaktadır.
Edebiyat metinlerinin, tarih, sosyoloji ve zihniyet incelemeleri alanlarında değerlendirilmesi, olay ve durumların ‘arka plan'ını tespit etmek bakımından önem arz etmektedir. Zira şair bir bakıma ‘hissi tarih' yazmaktadır. Özellikle sosyal, tarihi ve kültürel konuların işlendiği şiirlerde; kullanılan kelimeler, yapılan benzetmeler ve tasvirler dikkatli bir bakışla incelenmelidir. Şair, şiir dilinin özelliklerinden yararlanma imkanına göre, tarih yazıcılardan daha "ferdi" tavırlar sergileyebilmektedir. Edebi eserlerde, olay ve durumlar daha hissi ve şahsi değerlendirilmekte ve bir yönüyle halk vicdanındaki görüntü daha net yansıtılabilmektedir. Osmanlı sultanlarına yazılan mersiyeler, tarihi olayları konu alan kaside, tarih ve kıt'alar, bunun en açık örnekleridir. Şairin, kardeşini veya oğlunu katleden padişaha rağmen maktüle mersiye yazma girişimi ve maktül için şiirde kullandığı övgü kalıpları, tarih kitaplarındaki kuru ve katı ifadelerin aksine, Cornell H. Fleischer'in de söylediği gibi ‘yumuşak kanıtlar' niteliği taşımaktadır.