Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı hâkimiyetine giren Adıyaman, idarî yapılanmada Maraş Eyaleti'ne bağlıdır. Maraş Eyaleti içerisindeki idarî yapılanmada ise Hısnı Mansur kazası Maraş Sancağı'na; Behisni, Gerger, Kahta ve Samsat kazaları ise Malatya Sancağı'na bağlıdır. Söz konusu kazalardan her birinin, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra sınır kalesi olma özelliklerini kaybetmeleri ve ticaret yollarının uzağında kalmaları askerî ve idarî önemlerini kaybetmelerine neden olmuştur. Söz konusu kazalar içerisinde Behisni ve Hısnı Mansur kazaları nispeten önemlerini devam ettirmekle beraber Hısnı Mansur kazasının bir alaybeylik olması ve önemli yöneticilerin burada ikamet ediyor olması, Behisni kazasının ise bölgenin güçlü ailelerinden olan Rişvanzadelere ev sahipliği yapması her iki kazanın 18. yüzyılda kısmen de olsa gelişme göstermelerine katkı sağlamıştır.
18. yüzyılda Adıyaman konar göçerlerin, yerleşiklerin, Müslümanların ve Hıristiyanların (Ermeni, Süryani) bir arada yaşadığı çok kültürlü bir şehir özelliği göstermektedir. Bu çok kültürlü yapı içerisinde konar göçer toplulukların Adıyaman için ayrı bir yeri vardır. Adıyaman'ın, konar göçer toplulukların yoğun olarak yaşadığı ve göç güzergâhı olarak kullandıkları bir yer olması Adıyaman'daki asayiş sorunlarının artmasına neden olmuştur. Devlet, asayiş sorunlarına birtakım tedbirler almaya çalışmışsa da bunda başarılı olamamış ve başta Hısnı Mansur kazası olmak üzere söz konusu kazalar asayiş olaylarının ve devletin ilgisizliğinin bir sonucu olarak harabe hale gelmişlerdir.
Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı hâkimiyetine giren Adıyaman, idarî yapılanmada Maraş Eyaleti'ne bağlıdır. Maraş Eyaleti içerisindeki idarî yapılanmada ise Hısnı Mansur kazası Maraş Sancağı'na; Behisni, Gerger, Kahta ve Samsat kazaları ise Malatya Sancağı'na bağlıdır. Söz konusu kazalardan her birinin, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra sınır kalesi olma özelliklerini kaybetmeleri ve ticaret yollarının uzağında kalmaları askerî ve idarî önemlerini kaybetmelerine neden olmuştur. Söz konusu kazalar içerisinde Behisni ve Hısnı Mansur kazaları nispeten önemlerini devam ettirmekle beraber Hısnı Mansur kazasının bir alaybeylik olması ve önemli yöneticilerin burada ikamet ediyor olması, Behisni kazasının ise bölgenin güçlü ailelerinden olan Rişvanzadelere ev sahipliği yapması her iki kazanın 18. yüzyılda kısmen de olsa gelişme göstermelerine katkı sağlamıştır.
18. yüzyılda Adıyaman konar göçerlerin, yerleşiklerin, Müslümanların ve Hıristiyanların (Ermeni, Süryani) bir arada yaşadığı çok kültürlü bir şehir özelliği göstermektedir. Bu çok kültürlü yapı içerisinde konar göçer toplulukların Adıyaman için ayrı bir yeri vardır. Adıyaman'ın, konar göçer toplulukların yoğun olarak yaşadığı ve göç güzergâhı olarak kullandıkları bir yer olması Adıyaman'daki asayiş sorunlarının artmasına neden olmuştur. Devlet, asayiş sorunlarına birtakım tedbirler almaya çalışmışsa da bunda başarılı olamamış ve başta Hısnı Mansur kazası olmak üzere söz konusu kazalar asayiş olaylarının ve devletin ilgisizliğinin bir sonucu olarak harabe hale gelmişlerdir.