Evinde oturup hadislerle meşgul olmayı çok seven Abdullah bin Mubarek'e sordular:
- Bu yalnızlıktan rahatsızlık duymuyor musun?
- Hz. peygamber ve ashabıyla birlikte iken nasıl yalnızlık duyarım ki! Karşılığını vermiştir. Peygamber görmeden sahâbî olunmazdı ama sahâbî gibi olunurdu.
Başka bir örnek Tabi'in neslinin önemli alimlerinden biri de İmam Şa'bi'dir. (v. 104/722) Hz. Ömer'in oğlu Abdullah b. Ömer, İmam Şa'bi'yi çok sever, onu sık sık ziyaret ederdi. Ne zaman onun yanına gitse, İmam Şa'bi'yi insanlara Allah Resûlü'nün (s.a.s.) ve sahabelerin hayatına dair bir şeyler anlattığını görürdü. Abdullah b. Ömer'de o meclise dâhil olur, İmam Şa'bi'yi dinler, sonra da şöyle derdi:
‘'Ne güzel anlatıyor. Sanki o da (Şa'bi) bizimle berabermiş gibi.'' Abdullah b. Ömer'in bu sözü ve Abdullah b. Mübarek'in bu davranışı aslında bizlere birer nasihattir. Siz de bulunduğunuz çağda Allah Resûlü (s.a.s.) ve sahâbe ile oturup kalkabilirsizinir. Onlarla ayağa kalkabilirsiniz. Onlara kulak veren düşmez, düşse de kalkmasını bilir. Demek ki, asr-ı saadet dünyasına hakikatten olmasa bile hayalen gitmek mümkündür. Sadece bilgi edinmek maksatlı değil ancak gönülden okuduğumuz zaman anlar, anladığımız oranda tanır ve severiz. Zaten seven insan da sevdiğinin rengine boyanmak istemez mi? Dilerim Rabbim'den, bizler de bu kitap vesilesiyle asr-ı saadet dünyasına yolculuk etmişizdir ve oraların ikliminden nasiplenip heybelerimizi doldurmuşuzdur.
Gelin sahâbeyi sevelim. Onların ahlâklarıyla ahlâklanalım. Zira onların ahlâkı nebevî ahlaktı. Nebevî ahlâk da Kur'ân'ın ahlâkı idi. Unutmayalım ki, seven sevdiği ile beraberdir. Rabbim sev bizi, sevdir bizi, sevdiklerine yâr et bizi sevdiklerinle eyle. Bizleri Hatice ile Aişe ile Ebu Bekir ile Ömer ile Osman il, Ali ile Ebû Zer ile Hamza ile Mus'ab ile tüm saheb-i kirâm efendilerimizle beraber eyle. Bizleri Habib'ine, habib ve habibe eyle…
Efendiler efendisine salât ve selâm her türlü ihtiram, tahittat-ı kiram olsun. Onun âline ve ashabına hürmet ve selâm olsun. Allah her birinden razı olsun. Rabbime bu kitabı yazmamı nasip ettiği için sonsuz hamdü senalar olsun.
Evinde oturup hadislerle meşgul olmayı çok seven Abdullah bin Mubarek'e sordular:
- Bu yalnızlıktan rahatsızlık duymuyor musun?
- Hz. peygamber ve ashabıyla birlikte iken nasıl yalnızlık duyarım ki! Karşılığını vermiştir. Peygamber görmeden sahâbî olunmazdı ama sahâbî gibi olunurdu.
Başka bir örnek Tabi'in neslinin önemli alimlerinden biri de İmam Şa'bi'dir. (v. 104/722) Hz. Ömer'in oğlu Abdullah b. Ömer, İmam Şa'bi'yi çok sever, onu sık sık ziyaret ederdi. Ne zaman onun yanına gitse, İmam Şa'bi'yi insanlara Allah Resûlü'nün (s.a.s.) ve sahabelerin hayatına dair bir şeyler anlattığını görürdü. Abdullah b. Ömer'de o meclise dâhil olur, İmam Şa'bi'yi dinler, sonra da şöyle derdi:
‘'Ne güzel anlatıyor. Sanki o da (Şa'bi) bizimle berabermiş gibi.'' Abdullah b. Ömer'in bu sözü ve Abdullah b. Mübarek'in bu davranışı aslında bizlere birer nasihattir. Siz de bulunduğunuz çağda Allah Resûlü (s.a.s.) ve sahâbe ile oturup kalkabilirsizinir. Onlarla ayağa kalkabilirsiniz. Onlara kulak veren düşmez, düşse de kalkmasını bilir. Demek ki, asr-ı saadet dünyasına hakikatten olmasa bile hayalen gitmek mümkündür. Sadece bilgi edinmek maksatlı değil ancak gönülden okuduğumuz zaman anlar, anladığımız oranda tanır ve severiz. Zaten seven insan da sevdiğinin rengine boyanmak istemez mi? Dilerim Rabbim'den, bizler de bu kitap vesilesiyle asr-ı saadet dünyasına yolculuk etmişizdir ve oraların ikliminden nasiplenip heybelerimizi doldurmuşuzdur.
Gelin sahâbeyi sevelim. Onların ahlâklarıyla ahlâklanalım. Zira onların ahlâkı nebevî ahlaktı. Nebevî ahlâk da Kur'ân'ın ahlâkı idi. Unutmayalım ki, seven sevdiği ile beraberdir. Rabbim sev bizi, sevdir bizi, sevdiklerine yâr et bizi sevdiklerinle eyle. Bizleri Hatice ile Aişe ile Ebu Bekir ile Ömer ile Osman il, Ali ile Ebû Zer ile Hamza ile Mus'ab ile tüm saheb-i kirâm efendilerimizle beraber eyle. Bizleri Habib'ine, habib ve habibe eyle…
Efendiler efendisine salât ve selâm her türlü ihtiram, tahittat-ı kiram olsun. Onun âline ve ashabına hürmet ve selâm olsun. Allah her birinden razı olsun. Rabbime bu kitabı yazmamı nasip ettiği için sonsuz hamdü senalar olsun.