28 Şubat Zulmü ve Darbelerin İç Yüzü

Stok Kodu:
9786257175173
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
456
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
35,00
9786257175173
736748
28 Şubat Zulmü ve Darbelerin İç Yüzü
28 Şubat Zulmü ve Darbelerin İç Yüzü
35.00

Dünyanın neresinde kim olursa olsun, silahına, gücüne ve kuvvetine güvenerek birilerine zulmediyorsa, onlar darbecilerin ta kendileridir.

Ülkemizde son yüzyılda neredeyse her on yılda bir demokratikleşme süreçlerini kesintiye uğratan darbeler yapılmış ve sonrasında birçok antidemokratik uygulamalar gerçekleşmiş, zaman zaman anayasa askıya alınıp baskı ve zor kullanılarak hukuk dışı yollara başvurulmuştur. Darbe dönemlerinde millet iradesi hiçe sayılmış, seçilmiş hükümetler darbe girişimleri sonucunda iktidardan uzaklaştırılmıştır. Bütün bunların sonucu olarak da devlet ve toplum yapısında önemli problemler ve değişiklikler yaşanmıştır.

Bu ülkede yapılan darbelerin ve darbe girişimlerinin maddi ve manevi açıdan ne kadar büyük kayıplara ve olumsuzluklara mal olduğunu darbe dönemlerini yaşayan herkes iyi bilmektedir. Darbeler ile borç batağına sürüklenen ülkenin itibarını ayaklar altına alanlar asla unutulmamaktadır.

Dava ile darbe tamamen birbirine zıt iki kavramdır. Dava yüceliği, darbe ise adiliği ve alçaklığı ifade eder. Darbe davayı yok etme eylemidir. Dava ilk insandan kıyamete kadar devam edecek olan bir süreci ifade ederken darbede süre kısıtlıdır. Bu yüzden darbeler bazen bir yıl sürer, bazen de 1000 yıl sürecek deseler de 10 yıl bile sürmez.

Davada öncelikle Yüce Yaratıcıya kulluk esastır. Davada sevgi, merhamet ve fedakârlık vardır. Darbede ise sevgi ve merhamet yoktur. Tam aksine darbenin içerisinde sömürü ve menfaatçilik, zulüm, işkence ve gözyaşı vardır.

Bu iki zıt kutup arasındaki rahmani ve şeytani mücadele ilk insandan günümüze kadar gelmiş ve bundan sonra da kıyamete kadar sürecektir.

Bu mücadelede bize yakışan Yüce Allah'ın HAK davasına sahip çıkmak ve gücümüz yettiğince inandığımız İslam davasını kıyamete kadar dünyanın her tarafına yaymaya çalışmaktır. Bunun için elimizden geldiği kadar “İlay-ı Kelimetullah” yolunda her türlü gayret ve fedakârlığı yapmalıyız. Zira;

“Bu dava Hak'tır ve Hak olan davada zafer muhakkaktır...”

Ne mutlu Hak Davaya gönül verenlere ve her türlü darbe girişimlerine karşı mücadele edenlere...

Dünyanın neresinde kim olursa olsun, silahına, gücüne ve kuvvetine güvenerek birilerine zulmediyorsa, onlar darbecilerin ta kendileridir.

Ülkemizde son yüzyılda neredeyse her on yılda bir demokratikleşme süreçlerini kesintiye uğratan darbeler yapılmış ve sonrasında birçok antidemokratik uygulamalar gerçekleşmiş, zaman zaman anayasa askıya alınıp baskı ve zor kullanılarak hukuk dışı yollara başvurulmuştur. Darbe dönemlerinde millet iradesi hiçe sayılmış, seçilmiş hükümetler darbe girişimleri sonucunda iktidardan uzaklaştırılmıştır. Bütün bunların sonucu olarak da devlet ve toplum yapısında önemli problemler ve değişiklikler yaşanmıştır.

Bu ülkede yapılan darbelerin ve darbe girişimlerinin maddi ve manevi açıdan ne kadar büyük kayıplara ve olumsuzluklara mal olduğunu darbe dönemlerini yaşayan herkes iyi bilmektedir. Darbeler ile borç batağına sürüklenen ülkenin itibarını ayaklar altına alanlar asla unutulmamaktadır.

Dava ile darbe tamamen birbirine zıt iki kavramdır. Dava yüceliği, darbe ise adiliği ve alçaklığı ifade eder. Darbe davayı yok etme eylemidir. Dava ilk insandan kıyamete kadar devam edecek olan bir süreci ifade ederken darbede süre kısıtlıdır. Bu yüzden darbeler bazen bir yıl sürer, bazen de 1000 yıl sürecek deseler de 10 yıl bile sürmez.

Davada öncelikle Yüce Yaratıcıya kulluk esastır. Davada sevgi, merhamet ve fedakârlık vardır. Darbede ise sevgi ve merhamet yoktur. Tam aksine darbenin içerisinde sömürü ve menfaatçilik, zulüm, işkence ve gözyaşı vardır.

Bu iki zıt kutup arasındaki rahmani ve şeytani mücadele ilk insandan günümüze kadar gelmiş ve bundan sonra da kıyamete kadar sürecektir.

Bu mücadelede bize yakışan Yüce Allah'ın HAK davasına sahip çıkmak ve gücümüz yettiğince inandığımız İslam davasını kıyamete kadar dünyanın her tarafına yaymaya çalışmaktır. Bunun için elimizden geldiği kadar “İlay-ı Kelimetullah” yolunda her türlü gayret ve fedakârlığı yapmalıyız. Zira;

“Bu dava Hak'tır ve Hak olan davada zafer muhakkaktır...”

Ne mutlu Hak Davaya gönül verenlere ve her türlü darbe girişimlerine karşı mücadele edenlere...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat