Kitabımızın konusunu teşkil eden Ayşe Sultan hanedanın kızlarından birisidir. Türk tarihinin ünlü simalarından biri Safiye Sultan ile III. Murad'ın kızıdır. Mihrimah Sultan kadar olmasa bile tarih onu bu özelliği ile bile ayrıcalıklı bir konuma koymaktadır. Bir sultanın ailesinin sorgulan-ması temel sorunsalımızdır. Ama bu sorgulama politik olmaktan ziyade padişah kızı olmanın ne demek olduğu üzerine yoğunlaşmaktadır. Kitapta sarayın ağır protokol koşulları içerisinde Ayşe Sultan nasıl bir ortamda doğmuş, nasıl bir ortamda büyümüş, hanedan kuralları çerçevesinde ailesi ile olan ilişkileri, evlilikleri nasıldır? sorularının cevapları aranmaktadır.
Ayşe Sultan'ı ayrı bir yere koymamızı ve hayatını ele almamızı sağlayan bir başka faktör ise yazılı vasiyetnamesinin olmasıdır. Vasiyetnamesinde cariyelerini ve kölelerini azat ederken ölümün-den sonra neler yapılması gerektiğini safha safha belirlemiştir. Bir hanedan kızına ait yazılı vasi-yetname olması açısından ise çok daha büyük bir ehemmiyet kesp etmektedir. Ayrıca vasiyet-name 17. yüzyılın başlarında defin işlemi ve sonrasında neler yapıldığına dair bize fikir vermek-tedir. O dönemin geleneklerini göstermesi bakımından halk kültürüne dahi hizmet edeceğini dü-şünmemiz için hiçbir mani yoktur.
Kitabımızın konusunu teşkil eden Ayşe Sultan hanedanın kızlarından birisidir. Türk tarihinin ünlü simalarından biri Safiye Sultan ile III. Murad'ın kızıdır. Mihrimah Sultan kadar olmasa bile tarih onu bu özelliği ile bile ayrıcalıklı bir konuma koymaktadır. Bir sultanın ailesinin sorgulan-ması temel sorunsalımızdır. Ama bu sorgulama politik olmaktan ziyade padişah kızı olmanın ne demek olduğu üzerine yoğunlaşmaktadır. Kitapta sarayın ağır protokol koşulları içerisinde Ayşe Sultan nasıl bir ortamda doğmuş, nasıl bir ortamda büyümüş, hanedan kuralları çerçevesinde ailesi ile olan ilişkileri, evlilikleri nasıldır? sorularının cevapları aranmaktadır.
Ayşe Sultan'ı ayrı bir yere koymamızı ve hayatını ele almamızı sağlayan bir başka faktör ise yazılı vasiyetnamesinin olmasıdır. Vasiyetnamesinde cariyelerini ve kölelerini azat ederken ölümün-den sonra neler yapılması gerektiğini safha safha belirlemiştir. Bir hanedan kızına ait yazılı vasi-yetname olması açısından ise çok daha büyük bir ehemmiyet kesp etmektedir. Ayrıca vasiyet-name 17. yüzyılın başlarında defin işlemi ve sonrasında neler yapıldığına dair bize fikir vermek-tedir. O dönemin geleneklerini göstermesi bakımından halk kültürüne dahi hizmet edeceğini dü-şünmemiz için hiçbir mani yoktur.