Elektrik üretiminde nükleer enerjiden yararlanılması konusu yaklaşık 40 yıldır Türkiye'nin ve 5 Yıllık Kalkınma Plânları'mızın gündemindedir. 1980'lerin ortasına kadar bu yönde yapılan üç girişim, çeşitli etkenler dolayısıyla, sonuçsuz kalmıştır. 1992 sonunda Türkiye Elektrik Kurumu'nun kapsamlı bir raporu ülkenin 2000'li yılların başında ciddî bir enerji darboğazına gireceğine işaret ettiğinden, o zamanki hükümet kararlı bir siyasi irade ile ülkenin nükleer enerjiden yararlanması için gerekli adımları atmış, sonunda Akkuyu'da ilk nükleer santralin kurulması için uluslararası bir ihale açılmıştır. Bu ihaleyi kazanan firma ya da firmalar bu kitabın yayınlandığı Haziran 2000 tarihinde bile henüz ilan edilmemiştir.
Bu durum:
1) Nükleer enerjinin ülke için yararlı olup olmadığı
2) İhalenin usulüne uygun olarak yürütülmüş olup olmadığı hakkında spekülasyon ve dedikoduların yayılmasına
3) Konuya vakıf olmayan pek çok kimsenin Medya'da kamuoyunu yanlış biçimde etkileyebilecek beyanlarda bulunmalarına sebep olmuştur.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Bayülken ve İTÜ-NEE Nükleer Bilimler Ana bilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Şarman Gençay nükleer enerjinin çeşitli dalları ve uygulamalarında toplam 100 yıldan fazla bir bilgi, görgü ve deneyime sahip bulunan üç uzman olarak bu kitabı, halkı nükleer enerji ve bunun Türkiye için önemi konularında objektif bir biçimde bilgilendirmek amacıyla kaleme almıştır.
Kitap 6 bölümde toplanan 50 soru ve bunlara verilen yanıtlardan oluşur. İlk bölümde nükleer enerji ve nükleer santraller tanıtıldıktan sonra, elektrik üretimindeki klasik ve alternatif enerji kaynakları incelenir. Dünyada Nükleer Enerji ve Nükleer Enerjinin Riski bölümlerinin ardından Çernobil Kazası'nın etkileri etraflıca tartışılır. Araştırmada son olarak Türkiye'nin nükleer enerjiye geçmesinin gerekliliği irdelenir ve ülkemizin nükleer teknoloji alanında hangi noktada bulunduğu gösterilir.
Kitabın hem çok sade ve açık hem de ayrıntılara yer veren dili, bu çok önemli teknik konunun herkes tarafından anlaşılmasını sağlayacaktır.
Elektrik üretiminde nükleer enerjiden yararlanılması konusu yaklaşık 40 yıldır Türkiye'nin ve 5 Yıllık Kalkınma Plânları'mızın gündemindedir. 1980'lerin ortasına kadar bu yönde yapılan üç girişim, çeşitli etkenler dolayısıyla, sonuçsuz kalmıştır. 1992 sonunda Türkiye Elektrik Kurumu'nun kapsamlı bir raporu ülkenin 2000'li yılların başında ciddî bir enerji darboğazına gireceğine işaret ettiğinden, o zamanki hükümet kararlı bir siyasi irade ile ülkenin nükleer enerjiden yararlanması için gerekli adımları atmış, sonunda Akkuyu'da ilk nükleer santralin kurulması için uluslararası bir ihale açılmıştır. Bu ihaleyi kazanan firma ya da firmalar bu kitabın yayınlandığı Haziran 2000 tarihinde bile henüz ilan edilmemiştir.
Bu durum:
1) Nükleer enerjinin ülke için yararlı olup olmadığı
2) İhalenin usulüne uygun olarak yürütülmüş olup olmadığı hakkında spekülasyon ve dedikoduların yayılmasına
3) Konuya vakıf olmayan pek çok kimsenin Medya'da kamuoyunu yanlış biçimde etkileyebilecek beyanlarda bulunmalarına sebep olmuştur.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Bayülken ve İTÜ-NEE Nükleer Bilimler Ana bilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Şarman Gençay nükleer enerjinin çeşitli dalları ve uygulamalarında toplam 100 yıldan fazla bir bilgi, görgü ve deneyime sahip bulunan üç uzman olarak bu kitabı, halkı nükleer enerji ve bunun Türkiye için önemi konularında objektif bir biçimde bilgilendirmek amacıyla kaleme almıştır.
Kitap 6 bölümde toplanan 50 soru ve bunlara verilen yanıtlardan oluşur. İlk bölümde nükleer enerji ve nükleer santraller tanıtıldıktan sonra, elektrik üretimindeki klasik ve alternatif enerji kaynakları incelenir. Dünyada Nükleer Enerji ve Nükleer Enerjinin Riski bölümlerinin ardından Çernobil Kazası'nın etkileri etraflıca tartışılır. Araştırmada son olarak Türkiye'nin nükleer enerjiye geçmesinin gerekliliği irdelenir ve ülkemizin nükleer teknoloji alanında hangi noktada bulunduğu gösterilir.
Kitabın hem çok sade ve açık hem de ayrıntılara yer veren dili, bu çok önemli teknik konunun herkes tarafından anlaşılmasını sağlayacaktır.