“Biz, kadınlar; erkeklere kızan ve daima onları suçlayan. En ufak bir darbede kırılmayan belki; ama mutlaka sarsılan... Vicdanımızı susturmanın yolu olmadığından ya da vicdanımız bile olsa bu, konuşacak birine ihtiyaç duyduğumuzdan, en sarsıcı sorularına maruz kalmak pahasına, dökeriz içimizdekileri, bizce gerçekleri: Hayır, yakışıklı değildi!
Hayır, karizmatik hiç değildi! Hayır, hayır, kültürlü de değildi. Zeki, sevimli, neşeli, düşünceli ya da temiz kalpli de değildi. Evet, kabul etmeliydi; ne yazık ki kurnaz biriydi ve evet, kendisi için doğru, bizim içinse yanlış bir yerdeydi! Belki birazcık yakınlık göstermişti. Duygusal bir âna denk gelmişti. Biz kadınların tek isteği, birazcık sevilmekti.”
“Biz, kadınlar; erkeklere kızan ve daima onları suçlayan. En ufak bir darbede kırılmayan belki; ama mutlaka sarsılan... Vicdanımızı susturmanın yolu olmadığından ya da vicdanımız bile olsa bu, konuşacak birine ihtiyaç duyduğumuzdan, en sarsıcı sorularına maruz kalmak pahasına, dökeriz içimizdekileri, bizce gerçekleri: Hayır, yakışıklı değildi!
Hayır, karizmatik hiç değildi! Hayır, hayır, kültürlü de değildi. Zeki, sevimli, neşeli, düşünceli ya da temiz kalpli de değildi. Evet, kabul etmeliydi; ne yazık ki kurnaz biriydi ve evet, kendisi için doğru, bizim içinse yanlış bir yerdeydi! Belki birazcık yakınlık göstermişti. Duygusal bir âna denk gelmişti. Biz kadınların tek isteği, birazcık sevilmekti.”