Bu eser, 2. Meşrutiyet'in ilanından sekiz ay (Kasım 1907) önce Paris'te basılmıştır. Yazarın İstanbul'da bir müddet kaldığı, İstanbul'daki Avrupalılar ve rejim karşıtı Türkler ile görüşmeler yaptığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Fransa'da yaşayan rejim karşıtlarıyla özellikle Prens Sabahattin ile yakın ilişkiler içinde olduğu da bilinmektedir.
Kitap geleneksel bir gezi kitabı gibi başlamakta ve Simplon Ekspresi ile yapılan Paris-İstanbul yolculuğunun anlatılması okuyucuya sıradan bir gezi kitabı okuyacağı izlenimi vermektedir. Ama bu ilk bölümden sonra yazar Osmanlı Devleti üzerine ayrıntılı bir inceleme yapmaktadır. Basının durumunu anlattıktan sonra, sansür, muhbirlik ve polis örgütünü inceleyen Fesch daha sonra 2. Abdülhamid'i, oğlu Burhanettin Efendi'yi veliaht yapma çalışmalarını, peşinden de Vahdettin'i anlatır. İlk Meşrutiyet hareketlerinden bahsettikten sonra, azınlıkların askerlik sorunu, sonra da 1. Meşrutiyet Meclisi'nin oturumları üstünde durur. Kitabın en ilginç blöümlerinden biri de genellikle Fransa'da yaşayan Abdülhamid karşıtı Jöntürkler hakkında verdiği bilgilerdir. Fesch bütün bu incelemelerden sonra; Türkiye'nin gücü ve zayıflığını kendi görüşleri çerçevesinde araştırmakta ve ilginç sonuçlara varmaktadır. Ardından o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Fransız okullarını bağımsız bir bölümde inceleyen yazar ardından Osmanlı topraklarında emperyalist güçler arasındaki mücadeleleri ele alır. Kitabın sonunda ise İstanbul Fransız Ticaret Odası'nın kaynaklarından da yararlanarak; Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemdeki ticari ve sınai durumunu il il ayrıntılı olarak incelemektedir.
Bu eser, 2. Meşrutiyet'in ilanından sekiz ay (Kasım 1907) önce Paris'te basılmıştır. Yazarın İstanbul'da bir müddet kaldığı, İstanbul'daki Avrupalılar ve rejim karşıtı Türkler ile görüşmeler yaptığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Fransa'da yaşayan rejim karşıtlarıyla özellikle Prens Sabahattin ile yakın ilişkiler içinde olduğu da bilinmektedir.
Kitap geleneksel bir gezi kitabı gibi başlamakta ve Simplon Ekspresi ile yapılan Paris-İstanbul yolculuğunun anlatılması okuyucuya sıradan bir gezi kitabı okuyacağı izlenimi vermektedir. Ama bu ilk bölümden sonra yazar Osmanlı Devleti üzerine ayrıntılı bir inceleme yapmaktadır. Basının durumunu anlattıktan sonra, sansür, muhbirlik ve polis örgütünü inceleyen Fesch daha sonra 2. Abdülhamid'i, oğlu Burhanettin Efendi'yi veliaht yapma çalışmalarını, peşinden de Vahdettin'i anlatır. İlk Meşrutiyet hareketlerinden bahsettikten sonra, azınlıkların askerlik sorunu, sonra da 1. Meşrutiyet Meclisi'nin oturumları üstünde durur. Kitabın en ilginç blöümlerinden biri de genellikle Fransa'da yaşayan Abdülhamid karşıtı Jöntürkler hakkında verdiği bilgilerdir. Fesch bütün bu incelemelerden sonra; Türkiye'nin gücü ve zayıflığını kendi görüşleri çerçevesinde araştırmakta ve ilginç sonuçlara varmaktadır. Ardından o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Fransız okullarını bağımsız bir bölümde inceleyen yazar ardından Osmanlı topraklarında emperyalist güçler arasındaki mücadeleleri ele alır. Kitabın sonunda ise İstanbul Fransız Ticaret Odası'nın kaynaklarından da yararlanarak; Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemdeki ticari ve sınai durumunu il il ayrıntılı olarak incelemektedir.