İmzası tek ağaç olan Mihriban'ın şairi Abdurrahim Karakoç benim can dostumdu.
O, yüzyılımızın Karacaoğlan'ı, Âşık Ömer'i, Seyranî'siydi. 35 yıl köyünde şiir yazdı. Sonraki 35 yıl da ısrarımla Ankara'da geçirdiği yıllar… Aşk, memleket, dava ve tasavvuf şiirleri yazdı. Fakat hepsinde ortak bir özellik göze çarpıyordu: Mihriban'ın şairi aynı zamanda suyun ve dağların şairiydi. O kadar mı? Küçük köyünden “global köy”e iletiler yayan bir haberciydi. O Mevlana'nın “ hayat haberdar olmaktan ibarettir” sözüne uygun olarak çağından, etrafından haberdar olmakla kalmıyor, Habermas'ın iletişimsel eylem kuramına göre bir davanın, bir arka-planın dilini oluşturuyordu.
Edebiyat ve iletişim disiplinleri açısından “şairin haberci olarak portresi” Türk edebiyat ve düşünce tarihinde kendi kendine medya kuran bir ilk olarak önemlidir.
Bozkırın bu yalnız ağacı, şiirleriyle bütün evreni kuşatmıştır.
O bir pınar, bir kaynaktır.
Suyun şairi olarak bir kaynak…
Haberci olarak bir kaynak…
İmzası tek ağaç olan Mihriban'ın şairi Abdurrahim Karakoç benim can dostumdu.
O, yüzyılımızın Karacaoğlan'ı, Âşık Ömer'i, Seyranî'siydi. 35 yıl köyünde şiir yazdı. Sonraki 35 yıl da ısrarımla Ankara'da geçirdiği yıllar… Aşk, memleket, dava ve tasavvuf şiirleri yazdı. Fakat hepsinde ortak bir özellik göze çarpıyordu: Mihriban'ın şairi aynı zamanda suyun ve dağların şairiydi. O kadar mı? Küçük köyünden “global köy”e iletiler yayan bir haberciydi. O Mevlana'nın “ hayat haberdar olmaktan ibarettir” sözüne uygun olarak çağından, etrafından haberdar olmakla kalmıyor, Habermas'ın iletişimsel eylem kuramına göre bir davanın, bir arka-planın dilini oluşturuyordu.
Edebiyat ve iletişim disiplinleri açısından “şairin haberci olarak portresi” Türk edebiyat ve düşünce tarihinde kendi kendine medya kuran bir ilk olarak önemlidir.
Bozkırın bu yalnız ağacı, şiirleriyle bütün evreni kuşatmıştır.
O bir pınar, bir kaynaktır.
Suyun şairi olarak bir kaynak…
Haberci olarak bir kaynak…