Yazmaya neredeyse altmış beş yaşında başlayıp topu topu bir on yıl kadar sonra da bu dünyadan ayrılan Memed Arif B.'nin şiiriyle bu kitap aracılığıyla ilk defa karşılaşacak bir okurun aklına resim ve düzyazının gelmemesi düşünülemez.
(…)
Şair aynı, düzyazının mantığına sadık kalan, yalın dizelerle yoluna devam ediyor, çöplüklerden kâğıt toplayan çocukları, işçi pazarında emeğini satmaya çalışan ameleleri, nehrin kıyısında müşteri bekleyen ciğercileri, kanalda yüzen kara donlu gençlerle çamaşır tokaçlayan kızları, şantiyelerde limon ve portakal ağaçlarını sökerek beton ve demire yer açan iş makinelerini birer birer görüp göstererek bize şehri Adana'yı anlatıyor. Yaptığı iş, yazmak kadar, resmetmek de olduğundan, büyük bir tuvale aktardığı sayısız çarpıcı ayrıntıyla şehrin unutulmaz bir tablosunu ortaya çıkarttığını da söyleyebiliriz.
Yazmaya neredeyse altmış beş yaşında başlayıp topu topu bir on yıl kadar sonra da bu dünyadan ayrılan Memed Arif B.'nin şiiriyle bu kitap aracılığıyla ilk defa karşılaşacak bir okurun aklına resim ve düzyazının gelmemesi düşünülemez.
(…)
Şair aynı, düzyazının mantığına sadık kalan, yalın dizelerle yoluna devam ediyor, çöplüklerden kâğıt toplayan çocukları, işçi pazarında emeğini satmaya çalışan ameleleri, nehrin kıyısında müşteri bekleyen ciğercileri, kanalda yüzen kara donlu gençlerle çamaşır tokaçlayan kızları, şantiyelerde limon ve portakal ağaçlarını sökerek beton ve demire yer açan iş makinelerini birer birer görüp göstererek bize şehri Adana'yı anlatıyor. Yaptığı iş, yazmak kadar, resmetmek de olduğundan, büyük bir tuvale aktardığı sayısız çarpıcı ayrıntıyla şehrin unutulmaz bir tablosunu ortaya çıkarttığını da söyleyebiliriz.