Engin yaz, bir hoşluk bırak...
“Biz sarhoş olduğumuzda üzüm henüz yaratılmamıştı.”
Geçtiğimiz kış hatırına, şu ‘zalim nisan' aşkına, ‘kuğu fırtınası' kalplerimizi uçursa da, zaten içimizdeki nice taze yapraklarımız öldüydü, bu yıl evham kötü bastırdı, her kelimeden nem kapıyorum. Ben böyle değildim eskiden, harf toplardım başkalarının düşürdüğü cümlelerden. Şimdilerde havada bir aşk kasırgası, hüzün ve vefasızlık yer yer devam ediyor, yağmur yağıyor ve benim gibi ahmakları fena ıslatıyor, bundan böyle can yeleksiz çıkmam sokaklara. Artık şiir yazmayacağım, şiir bana koyu bir şekilde koyuyor ve kendimi çoktan eski bir şiirin kuyusuna attım ve şiirlerimin o derin kuyusuna düştüm. Ben ki ruhuna kadar küle batmış bir veda şairiyim. Biraz kederli, biraz budala, biraz da serseri, romantik kelimelerin lunaparkıyım. İnsanların gözlerine bakarak konuşmayı, yüksek sesle sevmeyi severim, iki gözüm, sizinle göz göze gezmeyi çok isterim, hem göz, insanı kendisiyle de yüzleştirir, bunu iyi bilirim. Ben sadece aşka iman ettim, kardeşlikte deva, arkadaşlıkta şifa buldum. Ben bir deniz kuşuyla yarenlik etmek isteyen bir sandaldım, ne yazık ki, üzerimden okyanus geçti. Durdurun ve susturun bu mecazi ve marazi aşkı, bu şiirden kaçacak kadar ıslandım ve incindim ve bu şiirde kaçak var. Kısa devre yapıyor kalbim. Artık her şeyi söylemeli ve yoluma devam etmeliyim.
Sevgili sevgilim, ben senin yokluğunu bile çok sevdim.
Engin Turgut
Engin yaz, bir hoşluk bırak...
“Biz sarhoş olduğumuzda üzüm henüz yaratılmamıştı.”
Geçtiğimiz kış hatırına, şu ‘zalim nisan' aşkına, ‘kuğu fırtınası' kalplerimizi uçursa da, zaten içimizdeki nice taze yapraklarımız öldüydü, bu yıl evham kötü bastırdı, her kelimeden nem kapıyorum. Ben böyle değildim eskiden, harf toplardım başkalarının düşürdüğü cümlelerden. Şimdilerde havada bir aşk kasırgası, hüzün ve vefasızlık yer yer devam ediyor, yağmur yağıyor ve benim gibi ahmakları fena ıslatıyor, bundan böyle can yeleksiz çıkmam sokaklara. Artık şiir yazmayacağım, şiir bana koyu bir şekilde koyuyor ve kendimi çoktan eski bir şiirin kuyusuna attım ve şiirlerimin o derin kuyusuna düştüm. Ben ki ruhuna kadar küle batmış bir veda şairiyim. Biraz kederli, biraz budala, biraz da serseri, romantik kelimelerin lunaparkıyım. İnsanların gözlerine bakarak konuşmayı, yüksek sesle sevmeyi severim, iki gözüm, sizinle göz göze gezmeyi çok isterim, hem göz, insanı kendisiyle de yüzleştirir, bunu iyi bilirim. Ben sadece aşka iman ettim, kardeşlikte deva, arkadaşlıkta şifa buldum. Ben bir deniz kuşuyla yarenlik etmek isteyen bir sandaldım, ne yazık ki, üzerimden okyanus geçti. Durdurun ve susturun bu mecazi ve marazi aşkı, bu şiirden kaçacak kadar ıslandım ve incindim ve bu şiirde kaçak var. Kısa devre yapıyor kalbim. Artık her şeyi söylemeli ve yoluma devam etmeliyim.
Sevgili sevgilim, ben senin yokluğunu bile çok sevdim.
Engin Turgut