Her ne kadar insan tabiatı itibariyle mutluluk veren eylemlere yönelip acı veren ve mutsuzluk getiren eylemlerden uzak durmaya çalışsa da hayat çift kutupludur ve acı hayatın kaçınılmaz gerçeğidir. Yaşadıkça bu gerçeği öğrenen ve kabullenen insan, yaşanan olumsuzlukların aynı zamanda bazı faydaları ortaya çıkarabileceğini, bazı güzel sonuçları beraberinde getirebileceğini de tecrübe etmiştir. Şu bir gerçektir ki hayatta acı ve ıstırap dolu hadiselerle karşılaştıklarında insanların imdadına yetişen, nasıl davranmaları gerektiği konusunda onlara yol gösteren ve teselli eden çoğunlukla dinleridir. Hayatın bu zorlu dönemlerinde bireylerin yolları dinleriyle daha sık kesişmektedir.
Bu süreçte dindarlık, hem travma sonrası gelişimi ortaya çıkaran bir neden hem de kendisi bizatihi sonuç olabilmektedir. Acıdan bütünüyle kurtulmak mümkün olmadığına göre acıda anlam bulmak ve süreçte dinden destek almak; gelişip olgunlaşmaya, erdem ve mutluluğa, dinî/manevî gelişime yol açabilmektedir.
Elinizdeki bu eserde öncelikle travma ve travma sonrası gelişim konusunun teorik ve kavramsal çerçevesi oluşturulmuştur. Ardından travma sürecinde dinin üstlendiği rol, travma sonrası gelişim göstermede yapmış olduğu etki ve travma sonrası dinî/manevî gelişim, empirik bir araştırmayla şehit yakınları ve gaziler örneğinde incelenmiştir.
Araştırmada nicel ve nitel tekniklerin birbiri ardınca kullanıldığı açımlayıcı sıralı desen biçiminde karma yöntem kullanılmış, böylece konuyu derinlemesine ve bütüncül yaklaşımla ele almak mümkün olmuştur. Travma sonrası gelişime ve travma sonrası gelişimde din faktörünün etkisine ilişkin zengin bir içeriğin bulunduğu eser aynı zamanda şehit yakınları ve gazilerin yaşadıklarını anlamaya yardımcı olacak bir kaynak niteliğindedir.
Her ne kadar insan tabiatı itibariyle mutluluk veren eylemlere yönelip acı veren ve mutsuzluk getiren eylemlerden uzak durmaya çalışsa da hayat çift kutupludur ve acı hayatın kaçınılmaz gerçeğidir. Yaşadıkça bu gerçeği öğrenen ve kabullenen insan, yaşanan olumsuzlukların aynı zamanda bazı faydaları ortaya çıkarabileceğini, bazı güzel sonuçları beraberinde getirebileceğini de tecrübe etmiştir. Şu bir gerçektir ki hayatta acı ve ıstırap dolu hadiselerle karşılaştıklarında insanların imdadına yetişen, nasıl davranmaları gerektiği konusunda onlara yol gösteren ve teselli eden çoğunlukla dinleridir. Hayatın bu zorlu dönemlerinde bireylerin yolları dinleriyle daha sık kesişmektedir.
Bu süreçte dindarlık, hem travma sonrası gelişimi ortaya çıkaran bir neden hem de kendisi bizatihi sonuç olabilmektedir. Acıdan bütünüyle kurtulmak mümkün olmadığına göre acıda anlam bulmak ve süreçte dinden destek almak; gelişip olgunlaşmaya, erdem ve mutluluğa, dinî/manevî gelişime yol açabilmektedir.
Elinizdeki bu eserde öncelikle travma ve travma sonrası gelişim konusunun teorik ve kavramsal çerçevesi oluşturulmuştur. Ardından travma sürecinde dinin üstlendiği rol, travma sonrası gelişim göstermede yapmış olduğu etki ve travma sonrası dinî/manevî gelişim, empirik bir araştırmayla şehit yakınları ve gaziler örneğinde incelenmiştir.
Araştırmada nicel ve nitel tekniklerin birbiri ardınca kullanıldığı açımlayıcı sıralı desen biçiminde karma yöntem kullanılmış, böylece konuyu derinlemesine ve bütüncül yaklaşımla ele almak mümkün olmuştur. Travma sonrası gelişime ve travma sonrası gelişimde din faktörünün etkisine ilişkin zengin bir içeriğin bulunduğu eser aynı zamanda şehit yakınları ve gazilerin yaşadıklarını anlamaya yardımcı olacak bir kaynak niteliğindedir.