Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Temel Haklar ve Ödevleri belirleyen İkinci Kısmının İkinci Bölümünde yer alan 35'inci maddede; kişinin hakları arasında sayılan, ancak kanunla sınırlanabilip toplum yararına aykırı olarak kullanılamayan mülkiyet hakkı düzenlenmiş, 57'inci maddede konut hakkına, 44'üncü maddede de toprak mülkiyetine yer verilmiştir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 17'inci maddesinde, herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkına sahip olduğu, hiç kimsenin keyfi olarak mülkiyetten yoksun bırakılamayacağı vurgulanmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu protokolün mülkiyet hakkını koruyan 1'inci maddesinde de her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer yandan Anayasamız, Temel Ödevler arasında saydığı Vergi Ödevini, 73'üncü maddede; herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı şeklinde düzenlemiştir.
Mülkiyet hakkı temel haklarımızdan olduğu gibi vergi ödevi de temel ödevlerimizdendir. Anayasamızın vurguladığı gibi bu ödev, mükelleflerin mali gücüne göre ve adaletli, dengeli dağılımla yerine getirilmelidir.
Devletin görevlerinden olan ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı gerçekleştirmek için finans kaynağına ihtiyacı olduğu, vergi gelirlerinin bu kaynağın önemli bir kısmını oluşturduğu bilinmektedir.
Merkezi yönetim dışında, mahalli yönetimlerin de mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere ihtiyaç duyduğu finans kaynakları içinde vergi, özellikle gerçek ve tüzel kişilerin mülkleri (servetleri) üzerinden alınan emlak vergisi önemli bir yer tutmaktadır.
Emlak Vergisi konusunda temyiz mercii olarak Danıştay Dokuzuncu Dairesi ortaya çıkan uyuşmazlıkları (görevi içindeki diğer, vergi, resim ve harçlar konusunda olduğu gibi) yasalara, hukukun ve Anayasamızın temel prensiplerine göre çözmektedir.
Öte yandan zaman içinde yasalarda meydana gelen değişikliklerin, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının, yargı organlarının önündeki uyuşmazlıklara uygulanması konusunda da içtihat oluşturma görevini tarafsız olarak yerine getirmektedir.
Yasa kuralları, çağın gereksinmelerine uygun olarak sürekli gelişmeye, değişmeye açıktır. Yasa kuralları bu gelişmeye ayak uydurana dek, uyuşmazlıkları çağın gereksinmelerine uygun olarak çözerken bu konudaki temel dayanağımız Anayasadır.
Her geçen gün artan iş yükünü bu prensiplerle aşma çabasında olan Dairemizin tüm mensupları arasında değerli Tetkik Hakimlerimizden Fatih Torun, Emlak Vergisi konusunda yaptığı çalışmalarını, meslektaşlarına, yasa uygulayıcılarına, akademisyenlere ve öğrencilere ışık tutacağına inandığım bir eser haline getirmiştir. Bu çalışmasını, geçmişten bugüne dek Danıştay Dokuzuncu Dairesi ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen kararlarla zenginleştirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Temel Haklar ve Ödevleri belirleyen İkinci Kısmının İkinci Bölümünde yer alan 35'inci maddede; kişinin hakları arasında sayılan, ancak kanunla sınırlanabilip toplum yararına aykırı olarak kullanılamayan mülkiyet hakkı düzenlenmiş, 57'inci maddede konut hakkına, 44'üncü maddede de toprak mülkiyetine yer verilmiştir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 17'inci maddesinde, herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkına sahip olduğu, hiç kimsenin keyfi olarak mülkiyetten yoksun bırakılamayacağı vurgulanmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu protokolün mülkiyet hakkını koruyan 1'inci maddesinde de her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer yandan Anayasamız, Temel Ödevler arasında saydığı Vergi Ödevini, 73'üncü maddede; herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı şeklinde düzenlemiştir.
Mülkiyet hakkı temel haklarımızdan olduğu gibi vergi ödevi de temel ödevlerimizdendir. Anayasamızın vurguladığı gibi bu ödev, mükelleflerin mali gücüne göre ve adaletli, dengeli dağılımla yerine getirilmelidir.
Devletin görevlerinden olan ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı gerçekleştirmek için finans kaynağına ihtiyacı olduğu, vergi gelirlerinin bu kaynağın önemli bir kısmını oluşturduğu bilinmektedir.
Merkezi yönetim dışında, mahalli yönetimlerin de mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere ihtiyaç duyduğu finans kaynakları içinde vergi, özellikle gerçek ve tüzel kişilerin mülkleri (servetleri) üzerinden alınan emlak vergisi önemli bir yer tutmaktadır.
Emlak Vergisi konusunda temyiz mercii olarak Danıştay Dokuzuncu Dairesi ortaya çıkan uyuşmazlıkları (görevi içindeki diğer, vergi, resim ve harçlar konusunda olduğu gibi) yasalara, hukukun ve Anayasamızın temel prensiplerine göre çözmektedir.
Öte yandan zaman içinde yasalarda meydana gelen değişikliklerin, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının, yargı organlarının önündeki uyuşmazlıklara uygulanması konusunda da içtihat oluşturma görevini tarafsız olarak yerine getirmektedir.
Yasa kuralları, çağın gereksinmelerine uygun olarak sürekli gelişmeye, değişmeye açıktır. Yasa kuralları bu gelişmeye ayak uydurana dek, uyuşmazlıkları çağın gereksinmelerine uygun olarak çözerken bu konudaki temel dayanağımız Anayasadır.
Her geçen gün artan iş yükünü bu prensiplerle aşma çabasında olan Dairemizin tüm mensupları arasında değerli Tetkik Hakimlerimizden Fatih Torun, Emlak Vergisi konusunda yaptığı çalışmalarını, meslektaşlarına, yasa uygulayıcılarına, akademisyenlere ve öğrencilere ışık tutacağına inandığım bir eser haline getirmiştir. Bu çalışmasını, geçmişten bugüne dek Danıştay Dokuzuncu Dairesi ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen kararlarla zenginleştirmiştir.