Uzunca bir okuma döneminden sonra ilk kez yazmayı deniyorum. Her konuda binlerce yıldır yazılmış, okunmuş olması caydırıcı olsa da geldiğim aşama beni bu satırları yazmaya zorluyor. Tanımlamamın tam karşılığını bulamasam da, belki de iradem dışı geldiğim bu alemdeki tanıklığımın bilinmesini istiyorum. Peşinen söylemeliyim ki, birey olarak hep en iyinin peşinde olsam da yazmak dahil yaşamı artı ve eksinin bir harmanlanması olarak kabul ettim. Bundan dolayı da yazdıklarımın bu kıvamın doğal sonucu olmasını arzuluyorum. İnsanlar inanır ki bu yaşam günün doğuşu ve batışı gibi çok çabuk açılır. Aslında benim ki saçmalık insanoğlu böyle düşünmez. O da sezer üç evresi olduğunu. Ben buna insanın üç sınavı diyorum. Birincisi kendini tanıması ve kendini çözmesi sürecidir (kimin başarabildiği meçhul), ikincisi kendi dışındaki oluşumu tanıması ve algılamasıdır. Üçünsüsü ise insanın bilinmezliğidir. Bu süreç son yolculuktan sonra da devam eder mi onu bilemiyorum.
Uzunca bir okuma döneminden sonra ilk kez yazmayı deniyorum. Her konuda binlerce yıldır yazılmış, okunmuş olması caydırıcı olsa da geldiğim aşama beni bu satırları yazmaya zorluyor. Tanımlamamın tam karşılığını bulamasam da, belki de iradem dışı geldiğim bu alemdeki tanıklığımın bilinmesini istiyorum. Peşinen söylemeliyim ki, birey olarak hep en iyinin peşinde olsam da yazmak dahil yaşamı artı ve eksinin bir harmanlanması olarak kabul ettim. Bundan dolayı da yazdıklarımın bu kıvamın doğal sonucu olmasını arzuluyorum. İnsanlar inanır ki bu yaşam günün doğuşu ve batışı gibi çok çabuk açılır. Aslında benim ki saçmalık insanoğlu böyle düşünmez. O da sezer üç evresi olduğunu. Ben buna insanın üç sınavı diyorum. Birincisi kendini tanıması ve kendini çözmesi sürecidir (kimin başarabildiği meçhul), ikincisi kendi dışındaki oluşumu tanıması ve algılamasıdır. Üçünsüsü ise insanın bilinmezliğidir. Bu süreç son yolculuktan sonra da devam eder mi onu bilemiyorum.