Başka dünyalar arasındaki müşterekleri eleştirel bir perspektiften bakarak yakalamak, buluşma noktaları aramak hayli meşakkatlidir. Bu ortak noktaların arayışına girmenin, her şeyden önce sorgulayan ve hakikati pusula edinen bütünlüklü bir anlayıştan geçtiğini düşünmek için elimizde pek çok neden var.
Roger Garaudy felsefi teolojik yönü öne çıkan Aforozdan Diyaloğa kitabında Marksist ve Hristiyan entegrizmlerini tartışmaya açıyor. Entegrizmleri aşmak için gelenek, hümanizm, mitoloji, bilim, eşitsizlik, siyasallık, sınıf, adalet, toplumsal yapı ve öznellik gibi hayati konulardaki fikirlerini ortaya koyuyor. Tahakküm teolojisini yadsıyan kurtuluş teolojisinin neler içerdiğini, buna karşı gösterilen reaksiyonun toplumsal, siyasal, ideolojik ve iktisadi kökenlerini de ele alıyor.
Aforozdan Diyaloğa, adı üstünde araştıran, sorgulayan, seçen, varlıklarını hakikate adayan insanlar için ruhlarını tutuşturacak bir meşale gibidir. Düşünür, bilimle dinin varlığı yorumlama ve bunu projeye dönüştürme tavrını bir süreklilik ve tamamlayıcılık şeklinde değerlendirir. Böylece hiçbir düşünce, anlayış, inanış ve tasavvur biçiminin insan açısından anlamsız olamayacağını da vurgular.
Tek merkezli bir dünyada yaşamadığımız gerçeğini gösteren Aforozdan Diyaloğa aynı zamanda Roger Garaudy'nin katettiği büyük dönemeçlerden birinin dökümü üzerine düşünmeye çağırıyor bizi.
Başka dünyalar arasındaki müşterekleri eleştirel bir perspektiften bakarak yakalamak, buluşma noktaları aramak hayli meşakkatlidir. Bu ortak noktaların arayışına girmenin, her şeyden önce sorgulayan ve hakikati pusula edinen bütünlüklü bir anlayıştan geçtiğini düşünmek için elimizde pek çok neden var.
Roger Garaudy felsefi teolojik yönü öne çıkan Aforozdan Diyaloğa kitabında Marksist ve Hristiyan entegrizmlerini tartışmaya açıyor. Entegrizmleri aşmak için gelenek, hümanizm, mitoloji, bilim, eşitsizlik, siyasallık, sınıf, adalet, toplumsal yapı ve öznellik gibi hayati konulardaki fikirlerini ortaya koyuyor. Tahakküm teolojisini yadsıyan kurtuluş teolojisinin neler içerdiğini, buna karşı gösterilen reaksiyonun toplumsal, siyasal, ideolojik ve iktisadi kökenlerini de ele alıyor.
Aforozdan Diyaloğa, adı üstünde araştıran, sorgulayan, seçen, varlıklarını hakikate adayan insanlar için ruhlarını tutuşturacak bir meşale gibidir. Düşünür, bilimle dinin varlığı yorumlama ve bunu projeye dönüştürme tavrını bir süreklilik ve tamamlayıcılık şeklinde değerlendirir. Böylece hiçbir düşünce, anlayış, inanış ve tasavvur biçiminin insan açısından anlamsız olamayacağını da vurgular.
Tek merkezli bir dünyada yaşamadığımız gerçeğini gösteren Aforozdan Diyaloğa aynı zamanda Roger Garaudy'nin katettiği büyük dönemeçlerden birinin dökümü üzerine düşünmeye çağırıyor bizi.