Modern zamanlar, şöhreti bir gereklilik ve üstün insan olmanın yolu olarak takdim eder. Bunun sonucunda da, kendisini göstermek için sıradışı çabalara giren devasa bir insan yığını ortaya çıkmıştır. Öyle ki, sıradışıların yekünü neredeyse sıradanları geçmiştir. Peki erdemli insan olmanın yolu, modern zamanların dayattığı gibi şöhret, sıradışılık, üstün insan olmaktan mı geçiyor? Eğer öyleyse bugün dünya üzerinde milyonlarca depresif, şizofren, kişilik bozukluğu olan insan niçin var? Mutluluk, bazen ve hatta günümüzde tamamen “sıradan” olmaktan geçiyor dense, yeri midir? Nilgün Bıyıklı, bu kitabında sıradanlığın nasıl bir "sıradışılık" olduğuna dair, her insanın kendinden bir parça bulabileceği küçük öyküler, öykü tadında denemelerle okur karşısına çıkıyor. “Sıradanlık en iyi kamuflajdır” diyen yazar, ortalama insan yaşamlarından, çoğu zaman ıskalanıp geçilmiş önemli detayları bulup çıkarıyor, okurun dikkatini çekecek şekilde büyüteç altına alıyor. Bir solukta okunup bitirilebilecek, sımsıcak metinler...
Modern zamanlar, şöhreti bir gereklilik ve üstün insan olmanın yolu olarak takdim eder. Bunun sonucunda da, kendisini göstermek için sıradışı çabalara giren devasa bir insan yığını ortaya çıkmıştır. Öyle ki, sıradışıların yekünü neredeyse sıradanları geçmiştir. Peki erdemli insan olmanın yolu, modern zamanların dayattığı gibi şöhret, sıradışılık, üstün insan olmaktan mı geçiyor? Eğer öyleyse bugün dünya üzerinde milyonlarca depresif, şizofren, kişilik bozukluğu olan insan niçin var? Mutluluk, bazen ve hatta günümüzde tamamen “sıradan” olmaktan geçiyor dense, yeri midir? Nilgün Bıyıklı, bu kitabında sıradanlığın nasıl bir "sıradışılık" olduğuna dair, her insanın kendinden bir parça bulabileceği küçük öyküler, öykü tadında denemelerle okur karşısına çıkıyor. “Sıradanlık en iyi kamuflajdır” diyen yazar, ortalama insan yaşamlarından, çoğu zaman ıskalanıp geçilmiş önemli detayları bulup çıkarıyor, okurun dikkatini çekecek şekilde büyüteç altına alıyor. Bir solukta okunup bitirilebilecek, sımsıcak metinler...