Çocukken en çok istediğimiz şey büyümekti. Hem de çabucak. Zaman geçti büyüdük. Biz büyüdükçe acılarımız, korkularımız, yalnızlığımız da büyüdü. İnsan ömrünün en tatlı, en huzurlu, en masum, en mutlu dönemi olan çocukluğumuza tekrar dönme imkânı verilse buna “hayır” diyen kimse çıkmaz sanırım. Bu mümkün değil elbette. Ama en azından içimizde hâlâ var olan “çocuk” tarafımızı saklamak, onu öldürmemek bizim elimizde. Birçok güzelliği kaybettik, her kaybettiğimiz şey büyük boşluklar bıraktı yüreğimizde. Bırakalım içimizdeki çocuk yaşamaya devam etsin. Onu yaşatırsak yüreğimizdeki boşlukları doldurmamız daha kolay olacak.
Çocukken en çok istediğimiz şey büyümekti. Hem de çabucak. Zaman geçti büyüdük. Biz büyüdükçe acılarımız, korkularımız, yalnızlığımız da büyüdü. İnsan ömrünün en tatlı, en huzurlu, en masum, en mutlu dönemi olan çocukluğumuza tekrar dönme imkânı verilse buna “hayır” diyen kimse çıkmaz sanırım. Bu mümkün değil elbette. Ama en azından içimizde hâlâ var olan “çocuk” tarafımızı saklamak, onu öldürmemek bizim elimizde. Birçok güzelliği kaybettik, her kaybettiğimiz şey büyük boşluklar bıraktı yüreğimizde. Bırakalım içimizdeki çocuk yaşamaya devam etsin. Onu yaşatırsak yüreğimizdeki boşlukları doldurmamız daha kolay olacak.