“Tasavvuf, seni senden alır, seni sana sensiz verir” diyerek, tasavvufi bir yolculuğa çıkarmak ve nefsi o yolculukta bırakıp, hiç olarak geri gönderme gayretidir.
Derde dert demek için, dertte yoğrulmak lazım. Dert ile yorulmak lazım. Varsa bir çaremiz yine derdimizdendir. Zira derman, derdi verendedir.
Her çırpınış, her macera, her musibet, maddeye olan aşkımızdandır. Kendimizi aşkın vehmine o kadar çok kaptırdık ki, deli mi olduk, veli mi olduk, mecnun mu yoksa meczup mu, bunu bilemiyoruz. Ama şunu da iyi biliyoruz ki; aşkın ilacı yine aşktır.
“Tasavvuf, seni senden alır, seni sana sensiz verir” diyerek, tasavvufi bir yolculuğa çıkarmak ve nefsi o yolculukta bırakıp, hiç olarak geri gönderme gayretidir.
Derde dert demek için, dertte yoğrulmak lazım. Dert ile yorulmak lazım. Varsa bir çaremiz yine derdimizdendir. Zira derman, derdi verendedir.
Her çırpınış, her macera, her musibet, maddeye olan aşkımızdandır. Kendimizi aşkın vehmine o kadar çok kaptırdık ki, deli mi olduk, veli mi olduk, mecnun mu yoksa meczup mu, bunu bilemiyoruz. Ama şunu da iyi biliyoruz ki; aşkın ilacı yine aşktır.