Osman Necmi Gürmen, Osmanlı'nın çöküşünü ele aldığı Râna ile, Barbaros'ların, Turgut Reis'lerin Akdeniz'ini anlattığı Mühtedi'den sonra, bu kez Ah Vre Sevda! ile yakın tarihe uzanıyor. 1976'da, Ege'nin her iki yakasında da milliyetçiliğin zirveye çıkmış olduğu, Kıbrıs nedeniyle iki ülkenin topyekûn savaşın eşiğine geldiği sırada, halkların, tek tek insanların dostluklarını, aşklarını anlatan, tehlikenin başka bir yerde olduğunu sezdiren bir roman çıkar: Kılıç, Uykuda Vurulur! (L'espadon).
Ah Vre Sevda!, 1976'da yazılmış bir romanın, o dönem artık tarih olduktan sonra yazar tarafından yeni baştan ele alınıp yeniden yazılmasıyla ortaya çıkmış bir metin.
"Osman Necmi Gürmen, en basit şeylerin bile sevgi ve dostluğun ışığında aydınlandığı bir kara ve deniz cennetinin içine çekiveriyor bizleri.
'Gariptir, Garipköy'de baharı beklemez toprak. Her mevsim yeşerir yaban tohumu.' Kaderin birleştirdiği, siyasi süreçlerinse ayrı düşürdüğü bu saf, temiz insanların durağan hayatlarının dramına sahne olan 'cennetin' iklimi işte böyledir.
Bu romana konu olan insanların birbirleriyle ve çevreleriyle kurdukları ilişkiler ve mücadeleleri, Hemingway'in İhtiyar Adam ve Deniz romanında tarif edilen mücadeleden çok daha zengin. Burada ana tema, konuşma tarzlarına kadar birbirine benzeyen, tek ve ortak bir hassasiyette birleşen ve birbirine karışan Türk ve Yunan halklarının ortak bağlarından oluşan büyük ilişkiler ağıdır."
Osman Necmi Gürmen, Osmanlı'nın çöküşünü ele aldığı Râna ile, Barbaros'ların, Turgut Reis'lerin Akdeniz'ini anlattığı Mühtedi'den sonra, bu kez Ah Vre Sevda! ile yakın tarihe uzanıyor. 1976'da, Ege'nin her iki yakasında da milliyetçiliğin zirveye çıkmış olduğu, Kıbrıs nedeniyle iki ülkenin topyekûn savaşın eşiğine geldiği sırada, halkların, tek tek insanların dostluklarını, aşklarını anlatan, tehlikenin başka bir yerde olduğunu sezdiren bir roman çıkar: Kılıç, Uykuda Vurulur! (L'espadon).
Ah Vre Sevda!, 1976'da yazılmış bir romanın, o dönem artık tarih olduktan sonra yazar tarafından yeni baştan ele alınıp yeniden yazılmasıyla ortaya çıkmış bir metin.
"Osman Necmi Gürmen, en basit şeylerin bile sevgi ve dostluğun ışığında aydınlandığı bir kara ve deniz cennetinin içine çekiveriyor bizleri.
'Gariptir, Garipköy'de baharı beklemez toprak. Her mevsim yeşerir yaban tohumu.' Kaderin birleştirdiği, siyasi süreçlerinse ayrı düşürdüğü bu saf, temiz insanların durağan hayatlarının dramına sahne olan 'cennetin' iklimi işte böyledir.
Bu romana konu olan insanların birbirleriyle ve çevreleriyle kurdukları ilişkiler ve mücadeleleri, Hemingway'in İhtiyar Adam ve Deniz romanında tarif edilen mücadeleden çok daha zengin. Burada ana tema, konuşma tarzlarına kadar birbirine benzeyen, tek ve ortak bir hassasiyette birleşen ve birbirine karışan Türk ve Yunan halklarının ortak bağlarından oluşan büyük ilişkiler ağıdır."