Ahlaksızlık Üzerine “Ahlaksızlık Bir Tercih Meselesidir”

Stok Kodu:
9786257313155
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
138
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
41,00
9786257313155
721262
Ahlaksızlık Üzerine
Ahlaksızlık Üzerine “Ahlaksızlık Bir Tercih Meselesidir”
41.00

Başkaları tarafından aldatıldığınız oldu mu hiç? Başkaları tarafından aldatılmadığımı düşünecek kadar saf değilim; aldatıldım tabii ki, hem de defalarca dediğinizi duyar gibiyim. Hiç şaşırmadım. Peki, sizi yöneten meçhul güçlerin taşıyıcıları olmaya indirgenmiş bireyler olarak “AHLAK” tarafından aldatılıyor olabileceğinizi düşündünüz mü hiç? Ahlak, moral yani. Hani şu, herkesin kendini onun aracılığıyla ölçtüğü şey. “Şey” diyorum, doğru, ama başka bir şey de diyemem onun için. Evet, “ahlak” onun hakkında konuşabileceğimiz ama ne olduğunu bir türlü anlayamayacağımız bir “şey”. İyi de, madem bu ahlak denen “şey” ne olduğunu bilemeyeceğimiz bir “şey”, neden bizi bu kadar ilgilendiriyor diye düşünebilirsiniz. Ben de, sizin gibi, aynı şeyi düşündüm. Hala da düşünüyorum. Diyorum ki kendi kendime, bir ilaç, o ilacın prospektüsüne uygun olarak kullanıldığında, ortaya çıkarabileceği yan etkilerden bağımsız olarak, bir hastalığı iyileştirebiliyorken, her derde deva olduğu söylenen ahlak neden bu kadar hastalığa, yan etkilere değil, neden olabiliyor? Evet, ahlak kendisini toplumsal bir hastalık olarak ortaya çıkarıyor. Ne yazık ki onun, hastalığı değil ama hiç olmazsa yan etkilerini ortadan kaldıracak bir ilacı da yok. Sinir gazı gibi bir şey ahlak. Bir atılmaya/fırlatılmaya görsün. Ciğerlerimize kadar parçalar. İyi de nasıl fırlatılır bu gaz? Fırlatıldığında görebileceğiniz, gördüğünüzde ondan kaçabileceğiniz bir şey mi? Ahlaktan kaçış var mı yani? Bu kadarı kâfi, daha fazla ahlak almayayım diyebilir misiniz?

Başkaları tarafından aldatıldığınız oldu mu hiç? Başkaları tarafından aldatılmadığımı düşünecek kadar saf değilim; aldatıldım tabii ki, hem de defalarca dediğinizi duyar gibiyim. Hiç şaşırmadım. Peki, sizi yöneten meçhul güçlerin taşıyıcıları olmaya indirgenmiş bireyler olarak “AHLAK” tarafından aldatılıyor olabileceğinizi düşündünüz mü hiç? Ahlak, moral yani. Hani şu, herkesin kendini onun aracılığıyla ölçtüğü şey. “Şey” diyorum, doğru, ama başka bir şey de diyemem onun için. Evet, “ahlak” onun hakkında konuşabileceğimiz ama ne olduğunu bir türlü anlayamayacağımız bir “şey”. İyi de, madem bu ahlak denen “şey” ne olduğunu bilemeyeceğimiz bir “şey”, neden bizi bu kadar ilgilendiriyor diye düşünebilirsiniz. Ben de, sizin gibi, aynı şeyi düşündüm. Hala da düşünüyorum. Diyorum ki kendi kendime, bir ilaç, o ilacın prospektüsüne uygun olarak kullanıldığında, ortaya çıkarabileceği yan etkilerden bağımsız olarak, bir hastalığı iyileştirebiliyorken, her derde deva olduğu söylenen ahlak neden bu kadar hastalığa, yan etkilere değil, neden olabiliyor? Evet, ahlak kendisini toplumsal bir hastalık olarak ortaya çıkarıyor. Ne yazık ki onun, hastalığı değil ama hiç olmazsa yan etkilerini ortadan kaldıracak bir ilacı da yok. Sinir gazı gibi bir şey ahlak. Bir atılmaya/fırlatılmaya görsün. Ciğerlerimize kadar parçalar. İyi de nasıl fırlatılır bu gaz? Fırlatıldığında görebileceğiniz, gördüğünüzde ondan kaçabileceğiniz bir şey mi? Ahlaktan kaçış var mı yani? Bu kadarı kâfi, daha fazla ahlak almayayım diyebilir misiniz?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat