Toplumun temeli olan aile, manevi ve ortak değerlerimizin başında gelmektedir. Medeni Hukuk'un kapsamında yer alan aile hukukunda “hak ihlalleri” konusu aileyi oluşturan bireyler için sorun olabilmekte ve geri dönüşü olmayan aile içi krizlere, aile bütünlüğünün bozulmasına, sonu gelmeyen tartışmalara, babasız ya da annesiz çocukların topluma terk edilmesine, sosyolojik ve psikolojik çeşitli sorunlara yol açabilmektedir.
Günümüzde aile bütünlüğünün bozulması ülkemizin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. İlgililerin bir an önce bu soruna çözüm bulması gerekmektedir. Sorunlar ve krizler artık uzağımızda değildir. İçinde yaşadığımız çağın sorumluluğu taşıyan bireyler olarak belki sadece bugünün değil, önümüzdeki yüzyılın da nelere gebe olduğunu dikkate alarak bu konuda çözümler üretmek durumundayız.
Yarın belki de öznesini iki kişilik ailelerin oluşturduğu pek çok sorun ile yüzleşmek durumunda kalacağız. Ülkemizin ve milletimizin gelecek bin yıllarda da varlığını sürdürebilmesi sosyolojik olarak da toplumun temel taşı olarak kabul edilen ailenin varlığını sağlıklı bir şekilde korumasına bağlıdır. İçinde yaşadığımız çağın bir bireyi olarak parçalanmaya yüz tutmuş aile kavramının bize bakan yönleri üzerinde bir çalışma yapılması kanaatimizce kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Sağduyusu olan ve toplumun vicdanını temsil eden bizlerin yapacağı çok şeyin olduğunu düşünmekteyiz. Aile, kanayan bir yara haline gelmiştir.
Yapılan her yeni düzenleme yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Aile içi şiddeti engellemek için yapılan iyi niyetli yasal düzenlemeler aile bütünlüğünü bozmakta ve amacına ulaşamamaktadır. Dolayısıyla bu konu üzerinde bütünlükçü bir bakış açısıyla oluşturulan çözüm önerilerine ihtiyaç olduğu açıktır. Bütünlükçü bir bakış açısıyla geleneksel Türk aile yapısının korunup geleceğe de nasıl taşınması gerektiği konusunda çözüm önerileri tasarlamak durumundayız. Sorunların çözümü konusunda bir çalışma yapmak bizim için elzem bir hâl almıştır.
Bu çerçevede çalışma yaparken uluslararası düzenlemeler gözden geçirilmiş, toplumumuzun dinamiklerini de dikkate alınmıştır. Ayrıca sorunun çözümünde sosyolojik ve psikolojik değerlendirmeleri de göz önünde bulundurulmuştur. Sorunlara çözüm bulabilme amacıyla; Türkiye çapında bu alanda çalışma yapan akademisyen, avukat ve hâkimlerle Yargıtay üyelerinin ayrıca ilgili bakanlık mensuplarının bir araya geldiği “Aile Hukukundaki Hak İhlalleri ve Çözüm Önerileri” konulu bir çalıştay gerçekleştirilmiştir.
Gerçekleştirmiş bulunduğumuz çalıştay da dört ana konu üzerinde çalışılmıştır.
1. Konu: 6284 Sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki değerlendirmeler ve çözüm öneriler; Kanunun uygulaması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanunun Değerlendirilmesi, İlgili kanundaki Şiddet Kavramı ve Uygulaması, İlgili Kanun Bakımında Erkek ve Kadının Algısı.
2. Konu: Nafaka; Nafakaya İlişkin Ortaya Çıkan Sorunlar ve Çözüm ve Değişiklik Önerileri, Boşanmada Nafaka ve Tazminat İlişkisi, Nafakada Süre Sorunu.
3. Konu: Mal Rejimi; Mal Rejimleri, Edinilmiş Mal Rejiminde Kişisel ve Edinilmiş Mal Ayrımı, Mal rejimlerinde hak ihlalleri, Katkı Alacağı, Bilirkişilik.
4. Konu: Velayetin Değerlendirilmesi; Velâyet Hakkı ve Hukuki Sonuçları, Velayetin Çocuk Bakımından Önemi, Velayet Kavgalarının Sebepleri ve Çözümü, Velayetin Kaldırılması. Çalıştay sonunda; verilen bilgiler, yapılan değerlendirmeler ve elde edilen veriler doğrultusunda konuların ortaya çıkan ağırlıklarına göre daha sonraki tarihlerde de ayrı ayrı her bir konu ya da ortaya çıkabilecek yeni konular ile ilgili çalıştaylar düzenlemeyi planlamaktayız.
Çalıştay'ın gerçekleştirilmesinde katkıda bulunan Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, Doç. Dr. Harun Demirbaş, Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kulaklı ve çalıştaya iştirak etmiş bulunan Yargıtay üyelerine, akademisyen, hâkim, avukat, yazar, psikolog, psikiyatr, ayrıca doğrudan ya da dolaylı olarak destek veren bütün gönüldaşlarımıza şükranlarımızı bir borç biliyoruz.
Toplumun temeli olan aile, manevi ve ortak değerlerimizin başında gelmektedir. Medeni Hukuk'un kapsamında yer alan aile hukukunda “hak ihlalleri” konusu aileyi oluşturan bireyler için sorun olabilmekte ve geri dönüşü olmayan aile içi krizlere, aile bütünlüğünün bozulmasına, sonu gelmeyen tartışmalara, babasız ya da annesiz çocukların topluma terk edilmesine, sosyolojik ve psikolojik çeşitli sorunlara yol açabilmektedir.
Günümüzde aile bütünlüğünün bozulması ülkemizin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. İlgililerin bir an önce bu soruna çözüm bulması gerekmektedir. Sorunlar ve krizler artık uzağımızda değildir. İçinde yaşadığımız çağın sorumluluğu taşıyan bireyler olarak belki sadece bugünün değil, önümüzdeki yüzyılın da nelere gebe olduğunu dikkate alarak bu konuda çözümler üretmek durumundayız.
Yarın belki de öznesini iki kişilik ailelerin oluşturduğu pek çok sorun ile yüzleşmek durumunda kalacağız. Ülkemizin ve milletimizin gelecek bin yıllarda da varlığını sürdürebilmesi sosyolojik olarak da toplumun temel taşı olarak kabul edilen ailenin varlığını sağlıklı bir şekilde korumasına bağlıdır. İçinde yaşadığımız çağın bir bireyi olarak parçalanmaya yüz tutmuş aile kavramının bize bakan yönleri üzerinde bir çalışma yapılması kanaatimizce kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Sağduyusu olan ve toplumun vicdanını temsil eden bizlerin yapacağı çok şeyin olduğunu düşünmekteyiz. Aile, kanayan bir yara haline gelmiştir.
Yapılan her yeni düzenleme yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Aile içi şiddeti engellemek için yapılan iyi niyetli yasal düzenlemeler aile bütünlüğünü bozmakta ve amacına ulaşamamaktadır. Dolayısıyla bu konu üzerinde bütünlükçü bir bakış açısıyla oluşturulan çözüm önerilerine ihtiyaç olduğu açıktır. Bütünlükçü bir bakış açısıyla geleneksel Türk aile yapısının korunup geleceğe de nasıl taşınması gerektiği konusunda çözüm önerileri tasarlamak durumundayız. Sorunların çözümü konusunda bir çalışma yapmak bizim için elzem bir hâl almıştır.
Bu çerçevede çalışma yaparken uluslararası düzenlemeler gözden geçirilmiş, toplumumuzun dinamiklerini de dikkate alınmıştır. Ayrıca sorunun çözümünde sosyolojik ve psikolojik değerlendirmeleri de göz önünde bulundurulmuştur. Sorunlara çözüm bulabilme amacıyla; Türkiye çapında bu alanda çalışma yapan akademisyen, avukat ve hâkimlerle Yargıtay üyelerinin ayrıca ilgili bakanlık mensuplarının bir araya geldiği “Aile Hukukundaki Hak İhlalleri ve Çözüm Önerileri” konulu bir çalıştay gerçekleştirilmiştir.
Gerçekleştirmiş bulunduğumuz çalıştay da dört ana konu üzerinde çalışılmıştır.
1. Konu: 6284 Sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki değerlendirmeler ve çözüm öneriler; Kanunun uygulaması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanunun Değerlendirilmesi, İlgili kanundaki Şiddet Kavramı ve Uygulaması, İlgili Kanun Bakımında Erkek ve Kadının Algısı.
2. Konu: Nafaka; Nafakaya İlişkin Ortaya Çıkan Sorunlar ve Çözüm ve Değişiklik Önerileri, Boşanmada Nafaka ve Tazminat İlişkisi, Nafakada Süre Sorunu.
3. Konu: Mal Rejimi; Mal Rejimleri, Edinilmiş Mal Rejiminde Kişisel ve Edinilmiş Mal Ayrımı, Mal rejimlerinde hak ihlalleri, Katkı Alacağı, Bilirkişilik.
4. Konu: Velayetin Değerlendirilmesi; Velâyet Hakkı ve Hukuki Sonuçları, Velayetin Çocuk Bakımından Önemi, Velayet Kavgalarının Sebepleri ve Çözümü, Velayetin Kaldırılması. Çalıştay sonunda; verilen bilgiler, yapılan değerlendirmeler ve elde edilen veriler doğrultusunda konuların ortaya çıkan ağırlıklarına göre daha sonraki tarihlerde de ayrı ayrı her bir konu ya da ortaya çıkabilecek yeni konular ile ilgili çalıştaylar düzenlemeyi planlamaktayız.
Çalıştay'ın gerçekleştirilmesinde katkıda bulunan Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, Doç. Dr. Harun Demirbaş, Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kulaklı ve çalıştaya iştirak etmiş bulunan Yargıtay üyelerine, akademisyen, hâkim, avukat, yazar, psikolog, psikiyatr, ayrıca doğrudan ya da dolaylı olarak destek veren bütün gönüldaşlarımıza şükranlarımızı bir borç biliyoruz.