"Allah'a, peygambere ve diğer inanılması gereken esaslara inandım" demek, mümin olmak için yeterli ve geçerli değildir. Bu, münafıkların tutumudur. Müminler, dilleri ile söylediklerine kalben de inanıp ibadetleri ve her türlü davranışları ile imanlarını ispat ve teyit ederler. İmam Gazali'nin tespitiyle, amelsiz mümin, bütün hayati faaliyetleri durmuş, sadece nefes alıp vermekte canlılık emaresi gösteren komadaki insan gibidir. Bunun yaşadığı hayatın kıymeti ne ise, ibadetten ve güzel ahlaktan yoksun kimsedeki imanın kıymeti de odur. Ayrıca hakiki müminin bir diğer özelliği de, her konuda Allah ve Rasulün'ün hükmüne razı olması ve gönül hoşluğu ile ona uymasıdır.
"Allah'a, peygambere ve diğer inanılması gereken esaslara inandım" demek, mümin olmak için yeterli ve geçerli değildir. Bu, münafıkların tutumudur. Müminler, dilleri ile söylediklerine kalben de inanıp ibadetleri ve her türlü davranışları ile imanlarını ispat ve teyit ederler. İmam Gazali'nin tespitiyle, amelsiz mümin, bütün hayati faaliyetleri durmuş, sadece nefes alıp vermekte canlılık emaresi gösteren komadaki insan gibidir. Bunun yaşadığı hayatın kıymeti ne ise, ibadetten ve güzel ahlaktan yoksun kimsedeki imanın kıymeti de odur. Ayrıca hakiki müminin bir diğer özelliği de, her konuda Allah ve Rasulün'ün hükmüne razı olması ve gönül hoşluğu ile ona uymasıdır.