9. ve 10. yüzyıllarda İslâmiyet'le tanışan Türkmen boyları, yeni karşılaştıkları İslâm dininin değerlerini kendi inanç ve kültürleriyle harmanlayarak yaşamaya çalışmıştır. Bu süreçte yazılı İslâm kültürüyle tanışma fırsatı bulanlar ile İslâmiyet'i sözlü kültürle öğrenenler arasında dini anlayış ve yaşantı farklılığı oluşmuştur: İnancını camilerde ve medreselerde öğretilen İslâm anlayışı doğrultusunda biçimlendirenler genellikle İslâm'ın Sünni yorumunu benimserken, İslâmiyet'i sözlü ve tasavvufi kültürle tanıyanlar Alevi olarak bilinen grup içerisinde yer almıştır. İster mezhep, ister tarikat ve isterse kültür şeklinde algılansın, Alevilik-Sünnilik şeklindeki anlayış farklılığı, tarihten beri süregelen sosyolojik bir gerçekliktir.
9. ve 10. yüzyıllarda İslâmiyet'le tanışan Türkmen boyları, yeni karşılaştıkları İslâm dininin değerlerini kendi inanç ve kültürleriyle harmanlayarak yaşamaya çalışmıştır. Bu süreçte yazılı İslâm kültürüyle tanışma fırsatı bulanlar ile İslâmiyet'i sözlü kültürle öğrenenler arasında dini anlayış ve yaşantı farklılığı oluşmuştur: İnancını camilerde ve medreselerde öğretilen İslâm anlayışı doğrultusunda biçimlendirenler genellikle İslâm'ın Sünni yorumunu benimserken, İslâmiyet'i sözlü ve tasavvufi kültürle tanıyanlar Alevi olarak bilinen grup içerisinde yer almıştır. İster mezhep, ister tarikat ve isterse kültür şeklinde algılansın, Alevilik-Sünnilik şeklindeki anlayış farklılığı, tarihten beri süregelen sosyolojik bir gerçekliktir.