Türk düşünce tarihinde Ali Kuşçu, Cihan Devleti hâlini alan İstanbul merkezli Osmanlı ülkesindeki “ilim=bilgi” üretim ve aktarımını, Fatih Sultan Mehmed'in himayesinde düzenleyen bir isim olarak bilinir. Ali Kuşçu ve İstiare Risalesi başlıklı bu çalışmada, Ali Kuşçu'nun düşüncelerini anlamlandırabilmek için yetiştiği ortamın ve eser verdiği bağlamın gözden geçirilmesi gerektiğinden, “Giriş” bölümünde Fatih Sultan Mehmed Dönemi ilim hayatı üzerinde ana hatlarıyla durulmuştur.
Birinci bölümde; Ali Kuşçu'nun hayatı, yetiştiği çevre, ilmî serüveniyle verdiği eserler sıralanarak bu eserlerin nüshalarından birinin bulunduğu kütüphane, kayıt numarası ve yaprak sayısına işaret edilmiştir. İkinci bölümde; Risâle fi'l-İsti‘âre'nin nüshaları, muhtevası tanıtılmış ve tenkitli metni hazırlanmıştır. Üçüncü bölümde; risaleye İsmail Ayvalı tarafından yapılan şerh tanıtılmış ve tenkitli metni kurulmuştur. Dördüncü bölümde ise risalenin Osmanlı Türkçesine yapılan çevirisinin Türkçe transkripsiyonu verilmiş ve akabinde Risâle fi'l-İsti‘âre Türkçeye çevrilmiştir.
Türk düşünce tarihinde Ali Kuşçu, Cihan Devleti hâlini alan İstanbul merkezli Osmanlı ülkesindeki “ilim=bilgi” üretim ve aktarımını, Fatih Sultan Mehmed'in himayesinde düzenleyen bir isim olarak bilinir. Ali Kuşçu ve İstiare Risalesi başlıklı bu çalışmada, Ali Kuşçu'nun düşüncelerini anlamlandırabilmek için yetiştiği ortamın ve eser verdiği bağlamın gözden geçirilmesi gerektiğinden, “Giriş” bölümünde Fatih Sultan Mehmed Dönemi ilim hayatı üzerinde ana hatlarıyla durulmuştur.
Birinci bölümde; Ali Kuşçu'nun hayatı, yetiştiği çevre, ilmî serüveniyle verdiği eserler sıralanarak bu eserlerin nüshalarından birinin bulunduğu kütüphane, kayıt numarası ve yaprak sayısına işaret edilmiştir. İkinci bölümde; Risâle fi'l-İsti‘âre'nin nüshaları, muhtevası tanıtılmış ve tenkitli metni hazırlanmıştır. Üçüncü bölümde; risaleye İsmail Ayvalı tarafından yapılan şerh tanıtılmış ve tenkitli metni kurulmuştur. Dördüncü bölümde ise risalenin Osmanlı Türkçesine yapılan çevirisinin Türkçe transkripsiyonu verilmiş ve akabinde Risâle fi'l-İsti‘âre Türkçeye çevrilmiştir.