Klasik Çağatay edebiyatının Osmanlı edebiyatı sahasında da etkileri devam etmiş en büyük şairi olmasının yanı sıra önemli bir devlet adamı da olan Nevâî, büyük bir edip, hayır ve iyilik sahibi, zamanının edebiyatçıları ve şairlerinin büyük teşvikçisi idi. Türkçe ve Farsça şiirler söyleyen şair, Türkçe şiirlerinde “Nevâî”, Farsça şiirlerinde “Fânî” mahlasını kullanıyordu. Türkçe ve Farsça iki dilde şiir söylemiş olmasından dolayı “zu'l-lisâneyn: iki dil sahibi” olarak tanınmıştır.
Klasik Türk edebiyatının uzun asırlardan beri yetiştirdiği binlerce sanatkâr arasında Ali Şîr Nevâî'nin çok özel bir makamı vardır. O, yalnız Orta Asya Türkleri'nin yani Çağatay edebiyatının büyük şairi olmakla kalmamış, eserlerini yüzlerce yıldan beri Türk dünyasının her tarafında Anadolu ve Rumeli'de, Âzerbaycan'da, İran'da, Irak'da, Kırım'da, Volga boylarında, Türkmenler arasında, hatta Hindistan'daki Türk saraylarında okutmuştur. Yüzlerce Türk şairi Nevâî'nin kuvvetli tesiri altında kalmış, ondan ilham almış, ona nazireler söylemişlerdir.
Klasik Çağatay edebiyatının Osmanlı edebiyatı sahasında da etkileri devam etmiş en büyük şairi olmasının yanı sıra önemli bir devlet adamı da olan Nevâî, büyük bir edip, hayır ve iyilik sahibi, zamanının edebiyatçıları ve şairlerinin büyük teşvikçisi idi. Türkçe ve Farsça şiirler söyleyen şair, Türkçe şiirlerinde “Nevâî”, Farsça şiirlerinde “Fânî” mahlasını kullanıyordu. Türkçe ve Farsça iki dilde şiir söylemiş olmasından dolayı “zu'l-lisâneyn: iki dil sahibi” olarak tanınmıştır.
Klasik Türk edebiyatının uzun asırlardan beri yetiştirdiği binlerce sanatkâr arasında Ali Şîr Nevâî'nin çok özel bir makamı vardır. O, yalnız Orta Asya Türkleri'nin yani Çağatay edebiyatının büyük şairi olmakla kalmamış, eserlerini yüzlerce yıldan beri Türk dünyasının her tarafında Anadolu ve Rumeli'de, Âzerbaycan'da, İran'da, Irak'da, Kırım'da, Volga boylarında, Türkmenler arasında, hatta Hindistan'daki Türk saraylarında okutmuştur. Yüzlerce Türk şairi Nevâî'nin kuvvetli tesiri altında kalmış, ondan ilham almış, ona nazireler söylemişlerdir.