Onlar Allah'ın Sevdiği Kullardan Oldular…
Hicretin sekizinci yılında, Şam yakınlarında Mute'de şiddetli bir savaş başlar. On bin kişilik İslam ordusu ile yüz bin kişilik haçlı ordusu karşı karşıya gelirler. Savaş başlamış ve şiddetli bir şekilde devam ediyordu. Abdullah bin Revaha yaralıydı. Arkadaşı Cafer'in şehit edildiğini öğrenince, bulunduğu yerden ayağa kalktı. Atına bindi ve tekrar çarpışmaya başladı. Dışarıdaki düşmanların yanı sıra, içindeki düşmanla da aynı anda savaş veriyordu.
İçindeki düşman bir ara ona: “Dön geri! Dünyayı sen mi düzelteceksin? Bak arkadaşlarının öldüğü gibi, birazdan sende öleceksin. Oysa Medine'de seni ömür boyu mutlu edecek hurma bahçelerin var. Ayrıca seni bekleyen bir ailen ve ana hizmet eden kölelerin var.” Abdullah bin Revaha, içindeki düşmana: “Eşini mi düşünüyorsun? O zaman bil ki; ben onu boşadım. Artık onu düşünemezsin. Köleleri mi düşünüyorsun? Haberin olsun, ben onların hepsini azat ettim. Medine'de bulunan bağ ve hurmalıklara gelince; onların da hepsini Resul-ü Ekrem'e (sav) hediye ettim. Söyle ey nefis! Başka diyeceğin bir şey kaldı mı?”
Bu eser Osmanlıca Türkçesi ve Latince olarak karşılaştırmalı olarak basılmıştır.
Onlar Allah'ın Sevdiği Kullardan Oldular…
Hicretin sekizinci yılında, Şam yakınlarında Mute'de şiddetli bir savaş başlar. On bin kişilik İslam ordusu ile yüz bin kişilik haçlı ordusu karşı karşıya gelirler. Savaş başlamış ve şiddetli bir şekilde devam ediyordu. Abdullah bin Revaha yaralıydı. Arkadaşı Cafer'in şehit edildiğini öğrenince, bulunduğu yerden ayağa kalktı. Atına bindi ve tekrar çarpışmaya başladı. Dışarıdaki düşmanların yanı sıra, içindeki düşmanla da aynı anda savaş veriyordu.
İçindeki düşman bir ara ona: “Dön geri! Dünyayı sen mi düzelteceksin? Bak arkadaşlarının öldüğü gibi, birazdan sende öleceksin. Oysa Medine'de seni ömür boyu mutlu edecek hurma bahçelerin var. Ayrıca seni bekleyen bir ailen ve ana hizmet eden kölelerin var.” Abdullah bin Revaha, içindeki düşmana: “Eşini mi düşünüyorsun? O zaman bil ki; ben onu boşadım. Artık onu düşünemezsin. Köleleri mi düşünüyorsun? Haberin olsun, ben onların hepsini azat ettim. Medine'de bulunan bağ ve hurmalıklara gelince; onların da hepsini Resul-ü Ekrem'e (sav) hediye ettim. Söyle ey nefis! Başka diyeceğin bir şey kaldı mı?”
Bu eser Osmanlıca Türkçesi ve Latince olarak karşılaştırmalı olarak basılmıştır.