Gece lambasını söndürüyorum. Uyuyamıyorum hemen. Oysa yorgunum. Yıllar sonra Almanya'da geçen bir gece daha… Üç beş kilometre ötede, on yıl önce bir barakada yatmıştım ilk kez. Karımı, çocuklarımı, yakınlarımı düşünmüştüm o gece. Ama şimdi; Türkiye'yi düşünüyorum…
Daha çok Güneydoğu'nun ağalık sistemi, töre, topraksızlık, işsizlik yoksulluk, eğitimsizlik gibi sorunlarını işleyen Türkçe edebiyatın ustalarından Bekir Yıldız, Alman Ekmeği'nde Almanya'da çalışarak para kazanmak zorunda kalan Türk işçilerinin hayatlarını gözler önüne seriyor.
Yıllar önce Almanya'da çalıştıktan sonra ülkesine dönmüş bir gurbetçinin gözünden anlatılıyor oradaki zorlu yaşam. Kendi geçmişinin acı tatlı anılarıyla harmanladığı gözlemlerini bu kez bir işçi olarak değil bir “Alamancı”, bir gurbetçi olarak ülkesinden uzak insanların yaşam savaşlarını sunuyor okurlara.
Gece lambasını söndürüyorum. Uyuyamıyorum hemen. Oysa yorgunum. Yıllar sonra Almanya'da geçen bir gece daha… Üç beş kilometre ötede, on yıl önce bir barakada yatmıştım ilk kez. Karımı, çocuklarımı, yakınlarımı düşünmüştüm o gece. Ama şimdi; Türkiye'yi düşünüyorum…
Daha çok Güneydoğu'nun ağalık sistemi, töre, topraksızlık, işsizlik yoksulluk, eğitimsizlik gibi sorunlarını işleyen Türkçe edebiyatın ustalarından Bekir Yıldız, Alman Ekmeği'nde Almanya'da çalışarak para kazanmak zorunda kalan Türk işçilerinin hayatlarını gözler önüne seriyor.
Yıllar önce Almanya'da çalıştıktan sonra ülkesine dönmüş bir gurbetçinin gözünden anlatılıyor oradaki zorlu yaşam. Kendi geçmişinin acı tatlı anılarıyla harmanladığı gözlemlerini bu kez bir işçi olarak değil bir “Alamancı”, bir gurbetçi olarak ülkesinden uzak insanların yaşam savaşlarını sunuyor okurlara.