Bulutların gözyaşıydı Dicle.
Mezopotamya'da ağlayan toprağın gözyaşı.
Yeryüzünde yıkanmış bir gözden daha temiz bir şey yoktu.
Dicle bir tespih ipi gibi uzanırdı.
Sıradağlar tespih tanesi.
Sabırla çekenlerin doruklarını aştığı.
Sevdaydı Mezopotamya. Bakışları birbirine değince,
çıkan kıvılcımdan ateş yakıp ısındılar.
Ölümdü Mezopotomya. Nehre atılmış bir taş gibi suda sekip titreyince ince bir ter boşandı.
Gözleri, o nehrin en derin yerine düşmüş
taşın dibine inmesi gibi kapandı.
Başı ecel yastığına dayandı.
Diyarbakır'dı Mezopotamya.
Şehrin adındaki sesli harfler vuruldular.
Şehir, sessiz bir harf kadar ıssız.
Sevdan onurumdur eğilmez, dediler.
Haberimin getirdiği fırtına
Sağnağa dönmesin yanaklarında
Küs,
kırık,
yaslı
ellerin yanında göğsün geçirme.
Gülüm aman aman aman
saçından bir tel gönder
kefenim dikilirken...
Bulutların gözyaşıydı Dicle.
Mezopotamya'da ağlayan toprağın gözyaşı.
Yeryüzünde yıkanmış bir gözden daha temiz bir şey yoktu.
Dicle bir tespih ipi gibi uzanırdı.
Sıradağlar tespih tanesi.
Sabırla çekenlerin doruklarını aştığı.
Sevdaydı Mezopotamya. Bakışları birbirine değince,
çıkan kıvılcımdan ateş yakıp ısındılar.
Ölümdü Mezopotomya. Nehre atılmış bir taş gibi suda sekip titreyince ince bir ter boşandı.
Gözleri, o nehrin en derin yerine düşmüş
taşın dibine inmesi gibi kapandı.
Başı ecel yastığına dayandı.
Diyarbakır'dı Mezopotamya.
Şehrin adındaki sesli harfler vuruldular.
Şehir, sessiz bir harf kadar ıssız.
Sevdan onurumdur eğilmez, dediler.
Haberimin getirdiği fırtına
Sağnağa dönmesin yanaklarında
Küs,
kırık,
yaslı
ellerin yanında göğsün geçirme.
Gülüm aman aman aman
saçından bir tel gönder
kefenim dikilirken...