Yerden mantar gibi iten betonarme binaların hergün biraz daha birbirine benzettiği şehirler, sadece dış görünüşlerini, ruhlarını (her şehrin bir ruhu vardır) yitirmekle kalmıyor, dur durak bilmeyen iç göç yüzünden kimbilir kaç göbektir bağılarında besledikleri yerlilerini de kaybediyorlar. Hakiki yerliler, şehirlerde artık kelaynak kuşları gibi soyları tükenmekte olan cins adamlardır ve doğar doğmaz aşinası oldukları mekanların asli çizgileri bir bir silinirken derinden sarsılırlar.
Ahmet Turan Alkan işte bunlardan biridir. Üniversite yılları sayılmazsa hep Sivas'ta yaşamış ve sevdiği şehri bütün hurda teferruatı ile tanımış bir aydın olan A. Turan Alkan, folklorla sınırlı kalmayıp Türkiye'de yaşanan büyük değişmeyi Sivas bazında incelemiş olmak bakımından diğer şehir tarihçilerinden ayrılır. Altıncı Şehir, bu bakımdan sadece Sivas'ın değil, bütün Türkiye'nin hikayesidir.
Yerden mantar gibi iten betonarme binaların hergün biraz daha birbirine benzettiği şehirler, sadece dış görünüşlerini, ruhlarını (her şehrin bir ruhu vardır) yitirmekle kalmıyor, dur durak bilmeyen iç göç yüzünden kimbilir kaç göbektir bağılarında besledikleri yerlilerini de kaybediyorlar. Hakiki yerliler, şehirlerde artık kelaynak kuşları gibi soyları tükenmekte olan cins adamlardır ve doğar doğmaz aşinası oldukları mekanların asli çizgileri bir bir silinirken derinden sarsılırlar.
Ahmet Turan Alkan işte bunlardan biridir. Üniversite yılları sayılmazsa hep Sivas'ta yaşamış ve sevdiği şehri bütün hurda teferruatı ile tanımış bir aydın olan A. Turan Alkan, folklorla sınırlı kalmayıp Türkiye'de yaşanan büyük değişmeyi Sivas bazında incelemiş olmak bakımından diğer şehir tarihçilerinden ayrılır. Altıncı Şehir, bu bakımdan sadece Sivas'ın değil, bütün Türkiye'nin hikayesidir.