Türkiye'nin uzak komşusu Kıbrıs'tan bir gelişim romanı. Ioannides'in Kağga romanının kahramanı olarak çocukluğunu ve ilkgençliğini izlediğimiz Petros Arhontidis Kağga'nın bittiği yerde üç önemli olay birden yaşamıştı: Radyoda işe alınmıştı, ama daha o sabah, yeni işine giderken, Kıbrıs'ta İngiliz hakimiyetine karşı tırmanmakta olan Rum milliyetçiliği radyoevine bombalı bir saldırı düzenleyerek silahlı mücadeleyi başlatmıştı; ayrıca Petros işe giderken bindiği otobüste biraz sonra aynı büroyu paylaşacağı, daha sonra da evleneceği kızla karşılaşacaktı.
Amerika '62 romanında Petros Ekim 1962'de altı aylık bir gazetecilik bursuyla, bütün dünyadan bir grup gazeteciyle birlikte, çeşitli basın kuruluşlarında staj yapmak üzere ABD'ye çağrılmıştır. Küba krizinin, dolayasayla atom savaşı tehlikesinin şokuyla başlayan bu Yeni Dünya gezisi genç adama birçok tezatı birden yaşatacaktır: Genç bir yandan ABD toplumunda çokkültürlülüğün ufuk açıcı yönlerini somut olarak tadarken öbür yanda kendi ülkesinin yakın tarihinde tırmanan milliyetçiliğin kirli çamaşırlarıyla yüz yüze gelir; bir yandan burslular grubunda tanışıp sıkı arkadaş olduğu İstanbullu Mehmet ile barış içinde bir Ege hülyalarına dalarken öbür yanda gene aynı grubun içinde bir Üçüncü Dünya militarizminin uyanışı izler – ve bütün bunların ötesinde, kendi iç dünyasının girdaplarıyla boğuşmak zorunda kalır.
Bu eğitim gezisi sırasında »doğan, sınanan, perçinlenen« şey, sanki Petros Arhontides'in, nam-ı diğer Panos Ioannides'in, sadece İstanbullu gazeteci Mehmet'le olan dostluğu değil, bütünüyle yetişkin kimliğidir.
Kağga ile Türkçe okurları için Kıbrıslı Rumların dünyasına bir pencere açılmıştı. Amerika '62 ile buna 1962 yılının ABD'sinden görünümler ekleniyor. Ve Türkiye'ye yönelik bir bakış açısı: Yazar otobiyografik romanını Mehmet Rıza Özgül adıyla ikinci baş kişisi olarak canlandırdığı burs ve yol arkadaşı, aynı zamanda kitle iletişimi uzmanı olarak meslektaşı olan Mahmut Tali Öngören'e ithaf etmiş.
Türkiye'nin uzak komşusu Kıbrıs'tan bir gelişim romanı. Ioannides'in Kağga romanının kahramanı olarak çocukluğunu ve ilkgençliğini izlediğimiz Petros Arhontidis Kağga'nın bittiği yerde üç önemli olay birden yaşamıştı: Radyoda işe alınmıştı, ama daha o sabah, yeni işine giderken, Kıbrıs'ta İngiliz hakimiyetine karşı tırmanmakta olan Rum milliyetçiliği radyoevine bombalı bir saldırı düzenleyerek silahlı mücadeleyi başlatmıştı; ayrıca Petros işe giderken bindiği otobüste biraz sonra aynı büroyu paylaşacağı, daha sonra da evleneceği kızla karşılaşacaktı.
Amerika '62 romanında Petros Ekim 1962'de altı aylık bir gazetecilik bursuyla, bütün dünyadan bir grup gazeteciyle birlikte, çeşitli basın kuruluşlarında staj yapmak üzere ABD'ye çağrılmıştır. Küba krizinin, dolayasayla atom savaşı tehlikesinin şokuyla başlayan bu Yeni Dünya gezisi genç adama birçok tezatı birden yaşatacaktır: Genç bir yandan ABD toplumunda çokkültürlülüğün ufuk açıcı yönlerini somut olarak tadarken öbür yanda kendi ülkesinin yakın tarihinde tırmanan milliyetçiliğin kirli çamaşırlarıyla yüz yüze gelir; bir yandan burslular grubunda tanışıp sıkı arkadaş olduğu İstanbullu Mehmet ile barış içinde bir Ege hülyalarına dalarken öbür yanda gene aynı grubun içinde bir Üçüncü Dünya militarizminin uyanışı izler – ve bütün bunların ötesinde, kendi iç dünyasının girdaplarıyla boğuşmak zorunda kalır.
Bu eğitim gezisi sırasında »doğan, sınanan, perçinlenen« şey, sanki Petros Arhontides'in, nam-ı diğer Panos Ioannides'in, sadece İstanbullu gazeteci Mehmet'le olan dostluğu değil, bütünüyle yetişkin kimliğidir.
Kağga ile Türkçe okurları için Kıbrıslı Rumların dünyasına bir pencere açılmıştı. Amerika '62 ile buna 1962 yılının ABD'sinden görünümler ekleniyor. Ve Türkiye'ye yönelik bir bakış açısı: Yazar otobiyografik romanını Mehmet Rıza Özgül adıyla ikinci baş kişisi olarak canlandırdığı burs ve yol arkadaşı, aynı zamanda kitle iletişimi uzmanı olarak meslektaşı olan Mahmut Tali Öngören'e ithaf etmiş.