“Bir gün arkadaşlarla oturuyoruz, dedik ki, yahu tamam, yiyip içiyoruz, eğleniyoruz ama indemine de gevur olmadık ya! Hiç olmazsa senede iki defa bayram namazı, ara sıra cuma namazı kılabileceğimiz bir camimiz olsa! Çoluğumuz çocuğumuz da hiç olmazsa gusül abdestini öğrenir.”
Milyonlarca göçmenin yaşadığı ABD'de 300 ile 500 bin arasında Türk göçmenin yaşadığı tahmin edilmekte. Bu sayının 40 bine yakınını Giresunlu göçmenler oluşturuyor. 1900'lerin başında Giresun'dan ayrılmış ve daha sonra ABD'ye yerleşmiş Rum asıllı Lefter Çember'in 1963 yılında ziyaret için Giresun'a gelmesi; bu ziyaretteki tanışıklıktan dolayı İzzet Aydın'ın (Terzi İzzet) 1966 yılında Yağlıdere'den ABD'ye Lefter'in yanına gitmesiyle başlayan; filmlere, romanlara, belgesellere konu olabilecek Amerika'daki Giresunluların, dünyada eşine az rastlanacak hikâyesinin bugüne kadar magazin alanı dışında yeter derecede ilgi görmediği aşikâr. Bu bakımdan, Amerika'daki Giresunluların dini ve kültürel hayatına yönelik sosyolojik bir değerlendirme çabası olarak ortaya çıkan bu çalışma, göç, göçmenlik, göçmenlerin dini ve kültürel hayatı, Amerika'daki Türkler ve elbette Amerika'daki Giresunlularla ilgili çalışmalara önemli katkılar sunmaktadır.
“Bir gün arkadaşlarla oturuyoruz, dedik ki, yahu tamam, yiyip içiyoruz, eğleniyoruz ama indemine de gevur olmadık ya! Hiç olmazsa senede iki defa bayram namazı, ara sıra cuma namazı kılabileceğimiz bir camimiz olsa! Çoluğumuz çocuğumuz da hiç olmazsa gusül abdestini öğrenir.”
Milyonlarca göçmenin yaşadığı ABD'de 300 ile 500 bin arasında Türk göçmenin yaşadığı tahmin edilmekte. Bu sayının 40 bine yakınını Giresunlu göçmenler oluşturuyor. 1900'lerin başında Giresun'dan ayrılmış ve daha sonra ABD'ye yerleşmiş Rum asıllı Lefter Çember'in 1963 yılında ziyaret için Giresun'a gelmesi; bu ziyaretteki tanışıklıktan dolayı İzzet Aydın'ın (Terzi İzzet) 1966 yılında Yağlıdere'den ABD'ye Lefter'in yanına gitmesiyle başlayan; filmlere, romanlara, belgesellere konu olabilecek Amerika'daki Giresunluların, dünyada eşine az rastlanacak hikâyesinin bugüne kadar magazin alanı dışında yeter derecede ilgi görmediği aşikâr. Bu bakımdan, Amerika'daki Giresunluların dini ve kültürel hayatına yönelik sosyolojik bir değerlendirme çabası olarak ortaya çıkan bu çalışma, göç, göçmenlik, göçmenlerin dini ve kültürel hayatı, Amerika'daki Türkler ve elbette Amerika'daki Giresunlularla ilgili çalışmalara önemli katkılar sunmaktadır.