Anadolu'da çok eski devirlerden beri pek çok çekirge istilası yaşanmıştır. Görenlerin kara bulutlar gibi gökyüzünü kararttığını söylediği çekirge sürüleri, ortaya çıktıkları yerlerde bütün ekinleri kısa sürede tüketmiştir. Söz konusu istilaların etkisi Anadolu halkı üzerinde çok ağır olmuştur. Geçimini topraktan sağlayan köylünün ekinleri, istila senelerinde mahvolmuş, üretim- deki azalmayla birlikte ülke genelinde yaşanan iaşe sıkıntısı, özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında daha da vahim bir hal alarak iaşe buhranına dönüşmüştür. Köylü halk, çekirge felaketini kıtlıkla eşdeğer tutmuştur. Yaşam koşulları zorlaşmış, fiyatlarda fahiş artışlar meydana gelmiş, bu durum karaborsa ortamının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu aşamada devreye giren fırsatçılar, vurguncular zaten kıtlıkla baş etmeye çalışan halkın yaşam mücadelesini daha da zorlaştırmıştır. Öyle ki Anadolu insanı kıtlık ve açlıkla mücadeleden bıkıp, zaman zaman başka yerlere göç etmeyi bile yeğlemiştir. Halk istilalar karşısındaki çaresizliğini, bazen türkü yakarak, bazen de halı ve kilimlere motifler işleyerek anlatmaya çalışmıştır. Ancak en etkili ve kalıcı olanı gönüllere işleneni olsa gerek, yüzyıllar boyunca bu istilalar unutulmamış, toplum hafızasında silinmeyecek derin izler bırakmıştır.
Anadolu'da çok eski devirlerden beri pek çok çekirge istilası yaşanmıştır. Görenlerin kara bulutlar gibi gökyüzünü kararttığını söylediği çekirge sürüleri, ortaya çıktıkları yerlerde bütün ekinleri kısa sürede tüketmiştir. Söz konusu istilaların etkisi Anadolu halkı üzerinde çok ağır olmuştur. Geçimini topraktan sağlayan köylünün ekinleri, istila senelerinde mahvolmuş, üretim- deki azalmayla birlikte ülke genelinde yaşanan iaşe sıkıntısı, özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında daha da vahim bir hal alarak iaşe buhranına dönüşmüştür. Köylü halk, çekirge felaketini kıtlıkla eşdeğer tutmuştur. Yaşam koşulları zorlaşmış, fiyatlarda fahiş artışlar meydana gelmiş, bu durum karaborsa ortamının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu aşamada devreye giren fırsatçılar, vurguncular zaten kıtlıkla baş etmeye çalışan halkın yaşam mücadelesini daha da zorlaştırmıştır. Öyle ki Anadolu insanı kıtlık ve açlıkla mücadeleden bıkıp, zaman zaman başka yerlere göç etmeyi bile yeğlemiştir. Halk istilalar karşısındaki çaresizliğini, bazen türkü yakarak, bazen de halı ve kilimlere motifler işleyerek anlatmaya çalışmıştır. Ancak en etkili ve kalıcı olanı gönüllere işleneni olsa gerek, yüzyıllar boyunca bu istilalar unutulmamış, toplum hafızasında silinmeyecek derin izler bırakmıştır.