Michel Foucault, "Eğer bir iktidar analizi yapmak istiyorsak iktidardan değil, iktidarlardan söz etmeliyiz" der. Bunun anlamı, devlet iktidarına rağmen ya da onun onayıyla birçok iktidar odağının varlığı ve bu iktidarların hakimiyet alanlarında uyguladıkları kendilerine has hukuk veya hukukların varlığıdır. Bunun en güzel örneği nüfusun önemli bir kısmını oluşturan Alevi topluluklarının kendi üyelerine uyguladıkları hukuktur. Bu uygulama Görgü Cemi adı verilen ritüel vasıtasıyla üyelerin düzenli olarak, topluluğun kurallarına uyup uymadıkları, topluluğa girerken verdikleri ikrara sadık kalıp kalmadıkları bakımından topluluğa hesap vermeleri şeklinde işlerlik kazanmaktadır.
Kitabın ilk bölümünde "Alevi" olgusunun hangi kavram çerçevesinde sosyolojinin konusu olacağı sorusunun yanıtı Ferdinand Tönnies'in "Topluluk / Toplum" kavramları üzerinde geliştirdiği sosyolojik yaklaşımı içinde aranmış; takip eden bölümde, toplumsal normların oluşumu, sosyal normlar ile hukuk normları arasındaki ilişki; toplumsal kontrol mekanizmaları ve kişinin norma uyma davranışı kavramları kuramlar ışığında tartışılmış; devamında 'Alevi' kavramı ve Alevi inancının temel kavramları ele alınmış, böylece takip eden bölümde ele alınacak olan Alevi toplulukları hukuku ve yargısının teorik arka planı inşa edilmiştir. Ayrıca Alevi inanç ve topluluğunun kurumsal yapısı ele alınmış, bu başlık altında özellikle musahiplik kurumu detaylı analiz edilmiştir. Musahiplik kavramı çerçevesinde, genel olarak aile ve akrabalık özel olarak da sanal akrabalık kavramı antropolojik veriler ışığında tartışılıp bir tanım önerisi sunulmuş, bütün bunların ışığında Alevi toplulukları hukuku ve yargı sistemi, modern hukukla karşılaştırmalı ele alınmış, tartışma sahada elde edilen veriler ışığında sürdürülerek, sonuç bölümünde de elde edilen veriler analiz edilmiştir.
Michel Foucault, "Eğer bir iktidar analizi yapmak istiyorsak iktidardan değil, iktidarlardan söz etmeliyiz" der. Bunun anlamı, devlet iktidarına rağmen ya da onun onayıyla birçok iktidar odağının varlığı ve bu iktidarların hakimiyet alanlarında uyguladıkları kendilerine has hukuk veya hukukların varlığıdır. Bunun en güzel örneği nüfusun önemli bir kısmını oluşturan Alevi topluluklarının kendi üyelerine uyguladıkları hukuktur. Bu uygulama Görgü Cemi adı verilen ritüel vasıtasıyla üyelerin düzenli olarak, topluluğun kurallarına uyup uymadıkları, topluluğa girerken verdikleri ikrara sadık kalıp kalmadıkları bakımından topluluğa hesap vermeleri şeklinde işlerlik kazanmaktadır.
Kitabın ilk bölümünde "Alevi" olgusunun hangi kavram çerçevesinde sosyolojinin konusu olacağı sorusunun yanıtı Ferdinand Tönnies'in "Topluluk / Toplum" kavramları üzerinde geliştirdiği sosyolojik yaklaşımı içinde aranmış; takip eden bölümde, toplumsal normların oluşumu, sosyal normlar ile hukuk normları arasındaki ilişki; toplumsal kontrol mekanizmaları ve kişinin norma uyma davranışı kavramları kuramlar ışığında tartışılmış; devamında 'Alevi' kavramı ve Alevi inancının temel kavramları ele alınmış, böylece takip eden bölümde ele alınacak olan Alevi toplulukları hukuku ve yargısının teorik arka planı inşa edilmiştir. Ayrıca Alevi inanç ve topluluğunun kurumsal yapısı ele alınmış, bu başlık altında özellikle musahiplik kurumu detaylı analiz edilmiştir. Musahiplik kavramı çerçevesinde, genel olarak aile ve akrabalık özel olarak da sanal akrabalık kavramı antropolojik veriler ışığında tartışılıp bir tanım önerisi sunulmuş, bütün bunların ışığında Alevi toplulukları hukuku ve yargı sistemi, modern hukukla karşılaştırmalı ele alınmış, tartışma sahada elde edilen veriler ışığında sürdürülerek, sonuç bölümünde de elde edilen veriler analiz edilmiştir.