Freud'un görüşlerinden çok etkilenmesine karşın, psikanalizle ilişkisinin daha başlarında, kendi geliştirdiği kavramlarla çalışmaya başlayan Jung, zihinsel etkinliklerin tümünü psysche diye adlandırır. Psyche dinamik, birbirinden ayrı ama bağlantılı yapıtlardan oluşan bir dizgedir. Freud'un ego (ben) kavramını benimsemesine karşın, Jung'a göre bilinçli anıları, düşünceleri, duyguları, algıları içeren ego, kısacası bilen, isteyen "ben"olarak kimlik duygusunu oluşturur ve sürekli kılar. Ama ego, psyche okyanusunun ancak yüzeyini oluşturur. Bu yüzeyin hemen altında "kişisel bilinçdışı" yer alır. Kişisel bilinçdışı Freud'çu psikanalizin bilinçdışı dediği, özenin bilincinde olmadığı etkinlikleri, itilmiş, unutulmuş, bastırılmış yaşantıları içeren yapıdır. Jung, ayrıca asıl derinde kolektif bilinçdışının var olduğunu öne sürer. Bu bilinçdışı yapı, bireyin bilinçdışında asıl zemini oluşturan insanlığın geçmişinin örtülü anılarını, tarih boyunca geçirdiği evrimin yapılaşmış izlerini taşıyan birey üstü, bütün insanlarla ortak olan yandır. Jung'un kuramında bilinç öncesi, bilinçten önce var olan algılama, kavrama biçimleri olarak yer alan arketipler yani ilksel imge örnekleri, ortak bilinçdışında bulunur. Arketipler çağlar boyu sık sık yinelenen, doğum, ölüm, eş bulma, beslenme, tehlikeye karşı savunma yaşantılarının sonucunda oluşmuştur. Binlerce yıl öncesine ilişkin bir işaret, bir arketip bugünün insanlarının düşlerinde ortaya çıkabilir. Binlerce yıllık anne imgesi, yeni doğan bir bebeğin de ortak bilinçdışında bu arketipi taşımasına ve kendi annesini bu imgenin etkisiyle algılamasına olanak sağlar. Arketipler, bireysel yaşantının içinde aktığı bir dere yatağı gibidir.
Freud'un görüşlerinden çok etkilenmesine karşın, psikanalizle ilişkisinin daha başlarında, kendi geliştirdiği kavramlarla çalışmaya başlayan Jung, zihinsel etkinliklerin tümünü psysche diye adlandırır. Psyche dinamik, birbirinden ayrı ama bağlantılı yapıtlardan oluşan bir dizgedir. Freud'un ego (ben) kavramını benimsemesine karşın, Jung'a göre bilinçli anıları, düşünceleri, duyguları, algıları içeren ego, kısacası bilen, isteyen "ben"olarak kimlik duygusunu oluşturur ve sürekli kılar. Ama ego, psyche okyanusunun ancak yüzeyini oluşturur. Bu yüzeyin hemen altında "kişisel bilinçdışı" yer alır. Kişisel bilinçdışı Freud'çu psikanalizin bilinçdışı dediği, özenin bilincinde olmadığı etkinlikleri, itilmiş, unutulmuş, bastırılmış yaşantıları içeren yapıdır. Jung, ayrıca asıl derinde kolektif bilinçdışının var olduğunu öne sürer. Bu bilinçdışı yapı, bireyin bilinçdışında asıl zemini oluşturan insanlığın geçmişinin örtülü anılarını, tarih boyunca geçirdiği evrimin yapılaşmış izlerini taşıyan birey üstü, bütün insanlarla ortak olan yandır. Jung'un kuramında bilinç öncesi, bilinçten önce var olan algılama, kavrama biçimleri olarak yer alan arketipler yani ilksel imge örnekleri, ortak bilinçdışında bulunur. Arketipler çağlar boyu sık sık yinelenen, doğum, ölüm, eş bulma, beslenme, tehlikeye karşı savunma yaşantılarının sonucunda oluşmuştur. Binlerce yıl öncesine ilişkin bir işaret, bir arketip bugünün insanlarının düşlerinde ortaya çıkabilir. Binlerce yıllık anne imgesi, yeni doğan bir bebeğin de ortak bilinçdışında bu arketipi taşımasına ve kendi annesini bu imgenin etkisiyle algılamasına olanak sağlar. Arketipler, bireysel yaşantının içinde aktığı bir dere yatağı gibidir.