Her iki bölümden de yalnızca 3 olaya ve nihayet birinci bölümden 5 ve ikinci bölümden 4 adet olmak üzere toplamda 9 soruya yanıt verilmiştir. Tüm soruların değil de, sınırlı sayıda sorunun cevaplandırılmasının iki amacı vardır: Bir kere, bütün soruların yanıtlanmasının, hukuk fakültesi öğrencilerinin pratik çalışmaları çözme becerisini geliştirmeyeceği düşünülmektedir. Fakat belli sayıda da olsa soruların cevaplandırılması önem arz eder. Zira öğrenciler, ancak bu şekilde sınav sorularını nasıl cevaplandıracakları konusunda genel bir fikir edinebilirler.
Eser ile ilgili üzerinde durulması gereken diğer bir husus, olayların belli bir konu başlığı altında sistematik olarak toplanmayıp, ilgili bölüm altında rastgele verilmiş olmasıdır. Böyle bir yöntemin takip edilmesinin temel hedefi ise şu şekilde özetlenebilir: Olayları ilgili konu başlıkları altında sistematik olarak sıralamanın, hukuk fakültesi öğrencilerini bir süreden sonra "ezbere dayalı" cevap vermeye itebileceği düşünülmektedir. Şöyle ki; öğrenci belli bir konuya ilişkin olayı çözümledikten sonra, o konuyla ilgili sıradaki olayı cevaplarken, bir önceki olayda verdiği cevabın etkisinde kalabilir. Bu durum öğrencinin ilgili soruyu yanıtlarken belli bir fikirsel kalıba bürünmesi tehlikesini beraberinde getirir ki, bu husus, eserin amacına uymaz. Zira söz konusu eserin en temel hedefi, öğrencilerin anayasa hukuku alanında yaşadığı muhtemel sorunları ortadan kaldırarak, fikirlerini hürleştirmektir.
Kaldı ki, öğrenciler, sınavlarda soruları belli bir konu başlığı altında yanıtlamazlar. Diğer bir anlatım ile olayların hangi konularla bağlantılı olduğu hakkında öğrencilere herhangi bir bilgi verilmez. Öğrenciler sınavlarda başarılı olmak istiyorlarsa, bu yeteneklerini geliştirmek zorundadırlar.
Nihayet, eserin, 10 yıllık bir birikimin ürünü olduğu belirtilmelidir. Geçmiş yıllarda sorulan sınav sorularının ve uygulamalı çalışmaların bir derlemesi olan bu eserin hukuk fakültesi öğrencileri için yararlı olacağını umuyoruz.
Her iki bölümden de yalnızca 3 olaya ve nihayet birinci bölümden 5 ve ikinci bölümden 4 adet olmak üzere toplamda 9 soruya yanıt verilmiştir. Tüm soruların değil de, sınırlı sayıda sorunun cevaplandırılmasının iki amacı vardır: Bir kere, bütün soruların yanıtlanmasının, hukuk fakültesi öğrencilerinin pratik çalışmaları çözme becerisini geliştirmeyeceği düşünülmektedir. Fakat belli sayıda da olsa soruların cevaplandırılması önem arz eder. Zira öğrenciler, ancak bu şekilde sınav sorularını nasıl cevaplandıracakları konusunda genel bir fikir edinebilirler.
Eser ile ilgili üzerinde durulması gereken diğer bir husus, olayların belli bir konu başlığı altında sistematik olarak toplanmayıp, ilgili bölüm altında rastgele verilmiş olmasıdır. Böyle bir yöntemin takip edilmesinin temel hedefi ise şu şekilde özetlenebilir: Olayları ilgili konu başlıkları altında sistematik olarak sıralamanın, hukuk fakültesi öğrencilerini bir süreden sonra "ezbere dayalı" cevap vermeye itebileceği düşünülmektedir. Şöyle ki; öğrenci belli bir konuya ilişkin olayı çözümledikten sonra, o konuyla ilgili sıradaki olayı cevaplarken, bir önceki olayda verdiği cevabın etkisinde kalabilir. Bu durum öğrencinin ilgili soruyu yanıtlarken belli bir fikirsel kalıba bürünmesi tehlikesini beraberinde getirir ki, bu husus, eserin amacına uymaz. Zira söz konusu eserin en temel hedefi, öğrencilerin anayasa hukuku alanında yaşadığı muhtemel sorunları ortadan kaldırarak, fikirlerini hürleştirmektir.
Kaldı ki, öğrenciler, sınavlarda soruları belli bir konu başlığı altında yanıtlamazlar. Diğer bir anlatım ile olayların hangi konularla bağlantılı olduğu hakkında öğrencilere herhangi bir bilgi verilmez. Öğrenciler sınavlarda başarılı olmak istiyorlarsa, bu yeteneklerini geliştirmek zorundadırlar.
Nihayet, eserin, 10 yıllık bir birikimin ürünü olduğu belirtilmelidir. Geçmiş yıllarda sorulan sınav sorularının ve uygulamalı çalışmaların bir derlemesi olan bu eserin hukuk fakültesi öğrencileri için yararlı olacağını umuyoruz.