Anayasanın Yorumlanması

Anayasal devletin temel karakteristik özelliklerinden biri de, İnsanların değil, aksine hukukun üstünlününün hâkim olmasıdır, Hukuk devleti, İktidarın sübjektif ve keyfi işlemlerine karşı objektif hukukun zaferini ifare eder. Anayasa yapmak, siyasi iktidarı hukuk çerçevesine almak, yönetenleri hukukla bağlamak demektir. Bir başka deyişle, anayasal devlet, devletin hukukla bağlı bir devlet olarak, yani “hukuk devleti“ olarak kurulması gereğini ifade eder. Anayasaların amacı, keyfi yönetiım yerine, kurallara bağlı, hukuki ve kurumsal mekanizmalar yoluyla sınırlanmış bir yönetimi geçirmektir.

Ancak anayasalar ilke olarak doğrudan uygulanabilir nitelikte kurallar içermez. Uygulanabilmelerini yönelik olarak somutlaştırılmaları gerekir. Bu da anayasanın yorumlanmasını gerektirir, işte hu noktada anayasal devlet düşüncesinin en zayıf yönü kendisini göstermektedir. Zira anayasal bir devlette, anayasayı bağlayıcı şekilde yorumlama yetkisine sahip organın her şeye bükmeden hir konuma gelmesi mümkündür. Bu nedenle anayasanın yorumlanması sorunu, haklı olarak anayasa bilminin en önemli ve en başta gelen sorunu olarak gösterilmektedir.