2018 yılı içerisinde 150. Kuruluş Yıldönümünü kutlayacak olduğumuz Yargıtay yaşı itibariyle ülkemizin en saygın ve eski kurumlarından birisi olmuştur. 1868 yılında Sultan Abdulaziz'in iradesiyle büyük Türk hukukçusu, reformist Ahmet Cevdet Paşa tarafından teşkilatlandırılan mahkememiz, Osmanlı İmparatorluğundan Cumhuriyete miras kalan büyük bir tarihin izlerini de taşımaktadır. Bu nedenle Yargıtay ülkemiz için bir kurum olmaktan çok ayrı ve önemli bir misyonun da taşıyıcısı durumundadır.
Unutulmamalıdır ki devlet olarak isimlendirilen örgütlü toplum meşruiyetini ve saygınlığını onu oluşturan kurumlardan alır. Kurumların eskiliği ve geleneklerine bağlılığı saygınlığının birer ölçüsüdür. Ancak kurumlara asıl saygınlık kazandıran ürettiği hizmetin kalitesi, personelinin kişisel özellikleri ve kamuoyunda oluşturduğu olumlu görünürlüktür. Devletlerin kendilerini sadece hukukla formüle ettiği ve devlet örgütünün sıradan insanların hayatını örümcek ağı gibi sardığı günümüzde; devletin insana dokunan, insan için örgütlendiği hissini veren şefkatli yüzünü hukuk ve dolayısıyla yargı örgütü temsil etmektedir. Bu nedenle adalet insanla devlet arasındaki manevi bağdır. Biz Yargıtay mensupları bu önemli görevin farkında olarak geçmişte bıraktığımız 150 yıldan aldığımız güç ile ülkemize ve milletimize daha iyi adalet hizmeti üretebilmek imkanının verdiği heyecanla çalışmaya devam edeceğiz.
Bu düşüncelerle 150. Yıla birlikte girdiğimiz tüm kurum çalışanlarını emekleri için kutluyor; ülkemize ve milletimize hizmette aynı heyecanlarını ve kararlılıklarını sürdürmelerini diliyorum.
2018 yılı içerisinde 150. Kuruluş Yıldönümünü kutlayacak olduğumuz Yargıtay yaşı itibariyle ülkemizin en saygın ve eski kurumlarından birisi olmuştur. 1868 yılında Sultan Abdulaziz'in iradesiyle büyük Türk hukukçusu, reformist Ahmet Cevdet Paşa tarafından teşkilatlandırılan mahkememiz, Osmanlı İmparatorluğundan Cumhuriyete miras kalan büyük bir tarihin izlerini de taşımaktadır. Bu nedenle Yargıtay ülkemiz için bir kurum olmaktan çok ayrı ve önemli bir misyonun da taşıyıcısı durumundadır.
Unutulmamalıdır ki devlet olarak isimlendirilen örgütlü toplum meşruiyetini ve saygınlığını onu oluşturan kurumlardan alır. Kurumların eskiliği ve geleneklerine bağlılığı saygınlığının birer ölçüsüdür. Ancak kurumlara asıl saygınlık kazandıran ürettiği hizmetin kalitesi, personelinin kişisel özellikleri ve kamuoyunda oluşturduğu olumlu görünürlüktür. Devletlerin kendilerini sadece hukukla formüle ettiği ve devlet örgütünün sıradan insanların hayatını örümcek ağı gibi sardığı günümüzde; devletin insana dokunan, insan için örgütlendiği hissini veren şefkatli yüzünü hukuk ve dolayısıyla yargı örgütü temsil etmektedir. Bu nedenle adalet insanla devlet arasındaki manevi bağdır. Biz Yargıtay mensupları bu önemli görevin farkında olarak geçmişte bıraktığımız 150 yıldan aldığımız güç ile ülkemize ve milletimize daha iyi adalet hizmeti üretebilmek imkanının verdiği heyecanla çalışmaya devam edeceğiz.
Bu düşüncelerle 150. Yıla birlikte girdiğimiz tüm kurum çalışanlarını emekleri için kutluyor; ülkemize ve milletimize hizmette aynı heyecanlarını ve kararlılıklarını sürdürmelerini diliyorum.