"Fıtrat, vicdan, kalp ve onun düşünme fonksiyonu, bütün insanların içerisinde ilâhî ruh üflenmesiyle beraber daha yaratılıştan mevcut, kendini hesaba çekme melekesidir. Yani akıllılık denildiğinde bir mümin bunu iman, vicdan ve bozulmamış fıtrat sahipliği şeklinde anlamalıdır." Düşünme ile vahiy, aktüel durum ile temel kavramlar arasındaki ilişkileri her zaman başa almış olan yazar, Anladıkça, Artan adlı elinizdeki kitabında değişik zamanlarda yazdığı irili ufaklı yazılarını bir araya getiriyor. Kitapta, hem zihniyet düzlemindeki süreklilik arz eden çapaklı yaklaşımlara temas edilmekte hem de günün acil sorunlarına dair değerlendirmeler sunulmaktadır. Yazar, "inanmayı yitirmek pahasına anlamaya başladıklarını" söyleyenlerin aksine "anladıkça, artan" imanının güveniyle meselelere yaklaştığını bir kere daha hatırlatmaktadır. Bu kapsamda, son yıllarda yoğun olarak tartışılan Protestanlaşma, dindarlık, gelenekçilik, Türk Müslümanlığı, "İslami sol", muhalefet, Kürt/Türk sorunu, taassup, adalet, fıtrat, vicdan, hayatın edilgen tarafı olarak kodlanan kadın, muhafazakârlık gibi konular kitabın ana fikriyle bağlantılı olarak ele alınan meselelerdir. Memleket meselelerine kinle değil vicdan ve fıtrat doğrultusunda bakıldığında, daha sağlıklı sonuç ve yargılara ulaşılacağı rahatlıkla söylenebilir. Yazarın kişiler ve eserler ekseninde yazdığı tenkitlerin de yer aldığı bu kitap, ayrıca "marufu iş edinip münkerden sakınmaya çalışma mükellefiyeti"nin bütünlüğüne sahip, tam bir metin şeklinde de okunabilir.
"Fıtrat, vicdan, kalp ve onun düşünme fonksiyonu, bütün insanların içerisinde ilâhî ruh üflenmesiyle beraber daha yaratılıştan mevcut, kendini hesaba çekme melekesidir. Yani akıllılık denildiğinde bir mümin bunu iman, vicdan ve bozulmamış fıtrat sahipliği şeklinde anlamalıdır." Düşünme ile vahiy, aktüel durum ile temel kavramlar arasındaki ilişkileri her zaman başa almış olan yazar, Anladıkça, Artan adlı elinizdeki kitabında değişik zamanlarda yazdığı irili ufaklı yazılarını bir araya getiriyor. Kitapta, hem zihniyet düzlemindeki süreklilik arz eden çapaklı yaklaşımlara temas edilmekte hem de günün acil sorunlarına dair değerlendirmeler sunulmaktadır. Yazar, "inanmayı yitirmek pahasına anlamaya başladıklarını" söyleyenlerin aksine "anladıkça, artan" imanının güveniyle meselelere yaklaştığını bir kere daha hatırlatmaktadır. Bu kapsamda, son yıllarda yoğun olarak tartışılan Protestanlaşma, dindarlık, gelenekçilik, Türk Müslümanlığı, "İslami sol", muhalefet, Kürt/Türk sorunu, taassup, adalet, fıtrat, vicdan, hayatın edilgen tarafı olarak kodlanan kadın, muhafazakârlık gibi konular kitabın ana fikriyle bağlantılı olarak ele alınan meselelerdir. Memleket meselelerine kinle değil vicdan ve fıtrat doğrultusunda bakıldığında, daha sağlıklı sonuç ve yargılara ulaşılacağı rahatlıkla söylenebilir. Yazarın kişiler ve eserler ekseninde yazdığı tenkitlerin de yer aldığı bu kitap, ayrıca "marufu iş edinip münkerden sakınmaya çalışma mükellefiyeti"nin bütünlüğüne sahip, tam bir metin şeklinde de okunabilir.