Yerle gök arası bir çarmıhta yaşadı.
Yaşar insan...
Biraz gök, biraz yerdi.
Göktür ve yerdir insan.
Biraz bulut kokusu, biraz çamur lekesiydi.
Çıktı ve battı, çıkar ve batar insan.
İkisinden hangisi olduğunu bildi.
Bilir insan.
Kendi içinde bir çatışma ile doğdu. Çatışmada içindeki canlardan birini vurdu.
Vurur insan.
Ah insan! Havalı bir toprak! Çamurlu yağmur.
Zehirli çiçek. Kötülüksever iyi, iyiliksever kötü!
Tamamen iyi. Tamamen kötü. Çok kötü, az iyi.
Az kötü, çok iyi...Zayıf olma gücünü barındıran, güçlü olmanın zafiyetini taşıyan biri işte.
Sen. Ben.
Yerle gök arası bir çarmıhta yaşadı.
Yaşar insan...
Biraz gök, biraz yerdi.
Göktür ve yerdir insan.
Biraz bulut kokusu, biraz çamur lekesiydi.
Çıktı ve battı, çıkar ve batar insan.
İkisinden hangisi olduğunu bildi.
Bilir insan.
Kendi içinde bir çatışma ile doğdu. Çatışmada içindeki canlardan birini vurdu.
Vurur insan.
Ah insan! Havalı bir toprak! Çamurlu yağmur.
Zehirli çiçek. Kötülüksever iyi, iyiliksever kötü!
Tamamen iyi. Tamamen kötü. Çok kötü, az iyi.
Az kötü, çok iyi...Zayıf olma gücünü barındıran, güçlü olmanın zafiyetini taşıyan biri işte.
Sen. Ben.