Allah-tabiat-insan arasında müthiş bir uyum/ahenk var. Fakat bu uyum çağımızda ileri derecede bozulmuştur. İnancın yitirilmesi, bu bozulmanın sebebidir aslında. Bu bozulmanın odağında insan var. Bundan dolayıdır ki, insan Allah'tan, tabiattan ve kendinden uzaklaştı. Aslında her şey Allah'tan uzaklaşmayla başlıyor. Bu gerçeği Kur'an şu mesajla dile getirir:
“Ey insanlar! Allah'ı unuttukları için, Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimselerden olmayın. Böyle olanlar olması gereken doğal yollarından çıkmışlardır.”
Bir tespihi tespih yapan imamesidir. İmameden kopan her parçanın tespihe aidiyeti kalmaz, sadece işe yaramaz bir boncuk olarak kalır. Oysa o boncuğun olması gereken yer, imameye giden ip üzerinde olmaktı.
İnsan evrenin imamesi olan Allah'tan koptuğu içindir ki, kendini de unuttu. Kendini unutmak, insanlığını unutmaktır. Bu yüzden yaşadığımız gezegen çok derin insani sorunlara sahne olmaktadır. Bugün insan yeryüzünde kendi türüne en çok zarar veren canlı konumuna düşmüştür.
Tolstoy'un dediği gibi, insan kendi acısını duyduğunda sadece canlı olduğunun farkına varır. Ama başkalarının acısını duyduğu oranda da “insan” olduğunun farkına varır. Bırakın başkalarının acısını duymayı, ya insan başkalarına acı veren noktasına gelmişse?… Burada “insan” kalmış mıdır dersiniz? Başkasına iyilik üretmek için yaratılmış insan acı üretmeye başlamışsa?… Eyvah! İnsan “anlam”ını yitirdi. “Anlam” gidince insanlık da gitti.
Allah-tabiat-insan arasında müthiş bir uyum/ahenk var. Fakat bu uyum çağımızda ileri derecede bozulmuştur. İnancın yitirilmesi, bu bozulmanın sebebidir aslında. Bu bozulmanın odağında insan var. Bundan dolayıdır ki, insan Allah'tan, tabiattan ve kendinden uzaklaştı. Aslında her şey Allah'tan uzaklaşmayla başlıyor. Bu gerçeği Kur'an şu mesajla dile getirir:
“Ey insanlar! Allah'ı unuttukları için, Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimselerden olmayın. Böyle olanlar olması gereken doğal yollarından çıkmışlardır.”
Bir tespihi tespih yapan imamesidir. İmameden kopan her parçanın tespihe aidiyeti kalmaz, sadece işe yaramaz bir boncuk olarak kalır. Oysa o boncuğun olması gereken yer, imameye giden ip üzerinde olmaktı.
İnsan evrenin imamesi olan Allah'tan koptuğu içindir ki, kendini de unuttu. Kendini unutmak, insanlığını unutmaktır. Bu yüzden yaşadığımız gezegen çok derin insani sorunlara sahne olmaktadır. Bugün insan yeryüzünde kendi türüne en çok zarar veren canlı konumuna düşmüştür.
Tolstoy'un dediği gibi, insan kendi acısını duyduğunda sadece canlı olduğunun farkına varır. Ama başkalarının acısını duyduğu oranda da “insan” olduğunun farkına varır. Bırakın başkalarının acısını duymayı, ya insan başkalarına acı veren noktasına gelmişse?… Burada “insan” kalmış mıdır dersiniz? Başkasına iyilik üretmek için yaratılmış insan acı üretmeye başlamışsa?… Eyvah! İnsan “anlam”ını yitirdi. “Anlam” gidince insanlık da gitti.