Y Kuşağı'nı anlamak istemeyen iktidar onları; apolitik, bilgisayar başından kalkmayan, yanında bomba patlasa umurlarında olmayan, etliye sütlüye karışmayan, ailesine saygısı olmayan, siyasetle işi olmayan, "gece gündüz içip kafası kıyak" gezen, memleket meseleleriyle ilgilenmeyen "tipler" olarak tanımladı, onları anlamak yerine "ben yaptım oldu" dayatmalarına başlayınca işte o "tipler" önce İstanbul'un göbeğindeki "son yeşillik alan" olan "Gezi Parkı"ndaki ağaçların kesilmesini engellemek için yaptığı "masumane" eylemlerine karşı yapılan "hoyrat" müdahalenin ardından tüm Türkiye'yi salladılar, halkın üzerindeki "ölü toprağını" attılar.
Avrupa'yı titrettiler ve hatta Brezilya halkına ilham oldular. "Tiplerinden" beklenmeyecek derecede fışkıran "zeka" ışıltıları sıkça da "orantısız" hal aldı. Yıllarca birbirlerine rakip olan taraftarlar bir araya gelerek "taraftar bir oldu" mesajını verdiler.
Fenerbahçe bayrağını taşıyan Galatasaray'lıyı Çarşı'dan gelen Beşiktaş'lılar polisin elinden alıyordu.
"İki ayyaş"ın torunları "Çapulcular" renk, ırk, siyaset, din, mezhep ayrımı yapmadan bir araya gelmiş, ekmeklerini bölüşmüş, acılarını paylaşarak dünyada benzeri görülmemiş bir "direniş" sergilemişlerdir.
Elinizdeki kitap bu "direniş" esnasında içlerinde biriken bastırılmış duyguların dışa vurumu olan "çapulcu duvar yazılarını" bir araya getirerek "tarihe not düşürmeyi" amaçlar.
Bu "direniş" esnasında ölen şehitler; Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ali İsmail Korkmaz'ı saygıyla anıyoruz.
Y Kuşağı'nı anlamak istemeyen iktidar onları; apolitik, bilgisayar başından kalkmayan, yanında bomba patlasa umurlarında olmayan, etliye sütlüye karışmayan, ailesine saygısı olmayan, siyasetle işi olmayan, "gece gündüz içip kafası kıyak" gezen, memleket meseleleriyle ilgilenmeyen "tipler" olarak tanımladı, onları anlamak yerine "ben yaptım oldu" dayatmalarına başlayınca işte o "tipler" önce İstanbul'un göbeğindeki "son yeşillik alan" olan "Gezi Parkı"ndaki ağaçların kesilmesini engellemek için yaptığı "masumane" eylemlerine karşı yapılan "hoyrat" müdahalenin ardından tüm Türkiye'yi salladılar, halkın üzerindeki "ölü toprağını" attılar.
Avrupa'yı titrettiler ve hatta Brezilya halkına ilham oldular. "Tiplerinden" beklenmeyecek derecede fışkıran "zeka" ışıltıları sıkça da "orantısız" hal aldı. Yıllarca birbirlerine rakip olan taraftarlar bir araya gelerek "taraftar bir oldu" mesajını verdiler.
Fenerbahçe bayrağını taşıyan Galatasaray'lıyı Çarşı'dan gelen Beşiktaş'lılar polisin elinden alıyordu.
"İki ayyaş"ın torunları "Çapulcular" renk, ırk, siyaset, din, mezhep ayrımı yapmadan bir araya gelmiş, ekmeklerini bölüşmüş, acılarını paylaşarak dünyada benzeri görülmemiş bir "direniş" sergilemişlerdir.
Elinizdeki kitap bu "direniş" esnasında içlerinde biriken bastırılmış duyguların dışa vurumu olan "çapulcu duvar yazılarını" bir araya getirerek "tarihe not düşürmeyi" amaçlar.
Bu "direniş" esnasında ölen şehitler; Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ali İsmail Korkmaz'ı saygıyla anıyoruz.