“Kral Tanrıya tüm bu buluşların ne gibi yararları olduğunu sordu ve Tanrının anlattıklarından beğendiklerini alkışlayıp, beğenmediklerini yerdi. Kral bir çok şeyi beğendi ve bir o kadarını da yerdi, öyle ki anlatılması çok uzun sürer. Ama sıra yazıya gelince Theut “ey kral” dedi, bu bilgi Mısır'lıları daha bilge yapacak, bir çok şeyi anımsamalarını kolaylaştıracaktır, çünkü bu bilgi belIeğin ve bilgeliğin ilacıdır. Kral yanıtladı : “Ey büyük usta Theuth, bir yandan sanatı yaratmayı bilenler , öte yandan da onu kulIanacak olanların bundan ne yarar ve ne zarar görebileceklerini yargılayanlar vardır. Şimdi sen yazının babası olduğuna göre, onun asıl değerinin tam aksini söyledin. Gerçekten de yazının bulunması, onu öğreneceklerin belIeklerinin zayıflamasına neden olacaktır. Çünkü her şeyi yazıya bırakıp, kendi içlerinden değil, salt o garip işaretlerden anımsamaya alışacaklar; demek oluyor ki sen belIeğin ilacını bulmuş değilsin, ancak belIeği çağırmasını öğretebilirsin. Bilgeliğe gelince, sen müritlerine gerçeği değil, salt dış görünümü öğretebilirsin, onlar seni dinleyerek çok şey bildiklerini sanacaklar ama aslında hiçbir şey bilmeyecekler. Onlarla konuşmak çok zorlaşacak, çünkü bilge değil, salt düşünce sahibi olacaklar”
“Kral Tanrıya tüm bu buluşların ne gibi yararları olduğunu sordu ve Tanrının anlattıklarından beğendiklerini alkışlayıp, beğenmediklerini yerdi. Kral bir çok şeyi beğendi ve bir o kadarını da yerdi, öyle ki anlatılması çok uzun sürer. Ama sıra yazıya gelince Theut “ey kral” dedi, bu bilgi Mısır'lıları daha bilge yapacak, bir çok şeyi anımsamalarını kolaylaştıracaktır, çünkü bu bilgi belIeğin ve bilgeliğin ilacıdır. Kral yanıtladı : “Ey büyük usta Theuth, bir yandan sanatı yaratmayı bilenler , öte yandan da onu kulIanacak olanların bundan ne yarar ve ne zarar görebileceklerini yargılayanlar vardır. Şimdi sen yazının babası olduğuna göre, onun asıl değerinin tam aksini söyledin. Gerçekten de yazının bulunması, onu öğreneceklerin belIeklerinin zayıflamasına neden olacaktır. Çünkü her şeyi yazıya bırakıp, kendi içlerinden değil, salt o garip işaretlerden anımsamaya alışacaklar; demek oluyor ki sen belIeğin ilacını bulmuş değilsin, ancak belIeği çağırmasını öğretebilirsin. Bilgeliğe gelince, sen müritlerine gerçeği değil, salt dış görünümü öğretebilirsin, onlar seni dinleyerek çok şey bildiklerini sanacaklar ama aslında hiçbir şey bilmeyecekler. Onlarla konuşmak çok zorlaşacak, çünkü bilge değil, salt düşünce sahibi olacaklar”