Nazlı büyütülmüş bir babanın oğlu: Bihruz Bey. Babasının ölümünden sonra oldukça çok bir servetle baş başa kalmış bir oğul. Deneyimsiz ve genç Bihruz Beyin hayata atılırken yaptığı yanlışlar. Onca mal mülkün sorumsuzca harcanması. Gereksiz ilgiler; gereksiz meraklar; gereksiz harcamalar... Kendi kendine gelin güvey olmalar... İşte tüm bunların sonunda içinde düşülen üzüntü verici manzaralara... Bir yok oluşun romanı... Araba Sevdası'nda Recaizade Mahmut Ekrem; ilk dönem batılaşmasının doğurduğu sonuçları canlı bir dille ve tabloyla bize aktarmakta. "Duydukların doğrudur. İnan!.. İnan ki, durum çok yamandır! Ağla ki, avuntusu mümkün olmayan bir felaket içindesin. Yan, yakıl ki dermanı bulunmayan bir derde uğradın."
Nazlı büyütülmüş bir babanın oğlu: Bihruz Bey. Babasının ölümünden sonra oldukça çok bir servetle baş başa kalmış bir oğul. Deneyimsiz ve genç Bihruz Beyin hayata atılırken yaptığı yanlışlar. Onca mal mülkün sorumsuzca harcanması. Gereksiz ilgiler; gereksiz meraklar; gereksiz harcamalar... Kendi kendine gelin güvey olmalar... İşte tüm bunların sonunda içinde düşülen üzüntü verici manzaralara... Bir yok oluşun romanı... Araba Sevdası'nda Recaizade Mahmut Ekrem; ilk dönem batılaşmasının doğurduğu sonuçları canlı bir dille ve tabloyla bize aktarmakta. "Duydukların doğrudur. İnan!.. İnan ki, durum çok yamandır! Ağla ki, avuntusu mümkün olmayan bir felaket içindesin. Yan, yakıl ki dermanı bulunmayan bir derde uğradın."