Recaizade Mahmut Ekrem'in ilk kez 1898'de yayımlanan romanı Araba Sevdası modern Türk edebiyatının kurucu metinlerinden biridir. Gösteriş düşkünü mirasyedi bir genç olan Bihruz, Çamlıca Bahçesi'nde Periveş adında güzel bir hanıma rastlar ve ona ilk görüşte âşık olur. Bihruz'un, hakkında hiçbir şey bilmediği bu esrarengiz kadını bulmak ve ona ilanıaşk edebilmek için içine düştüğü bir dizi olayın anlatıldığı romanda, gözde mesire yerleri, Beyoğlu'nun kahveleri, kitapçıları, dükkânları, konak insanlarının giyim ve yaşam alışkanlıklarıyla Sultan Abdülaziz devri İstanbul'unun sosyal hayatı gerçekçi gözlemlerle aktarılır. Tanzimat edebiyatının en yenilikçi isimlerinden olan Recaizade Mahmut Ekrem, Bihruz'un psikolojisini iç konuşma, iç çözümleme, bilinç akışı gibi modern tekniklere başvurarak anlatırken Türkçe edebiyatın unutulmaz tiplerinden birini de yaratır. Yazar, Araba Sevdası'nda hem Doğu ve Batı kültürleri arasında sıkışmış insanın kafa karışıklığını hem de Tanzimat edebiyatının bizzat kendisini parodiye yaslanan bir üslupla eleştirir.
Recaizade Mahmut Ekrem'in ilk kez 1898'de yayımlanan romanı Araba Sevdası modern Türk edebiyatının kurucu metinlerinden biridir. Gösteriş düşkünü mirasyedi bir genç olan Bihruz, Çamlıca Bahçesi'nde Periveş adında güzel bir hanıma rastlar ve ona ilk görüşte âşık olur. Bihruz'un, hakkında hiçbir şey bilmediği bu esrarengiz kadını bulmak ve ona ilanıaşk edebilmek için içine düştüğü bir dizi olayın anlatıldığı romanda, gözde mesire yerleri, Beyoğlu'nun kahveleri, kitapçıları, dükkânları, konak insanlarının giyim ve yaşam alışkanlıklarıyla Sultan Abdülaziz devri İstanbul'unun sosyal hayatı gerçekçi gözlemlerle aktarılır. Tanzimat edebiyatının en yenilikçi isimlerinden olan Recaizade Mahmut Ekrem, Bihruz'un psikolojisini iç konuşma, iç çözümleme, bilinç akışı gibi modern tekniklere başvurarak anlatırken Türkçe edebiyatın unutulmaz tiplerinden birini de yaratır. Yazar, Araba Sevdası'nda hem Doğu ve Batı kültürleri arasında sıkışmış insanın kafa karışıklığını hem de Tanzimat edebiyatının bizzat kendisini parodiye yaslanan bir üslupla eleştirir.