Felsefenin bakışı nedir? Bu bakış içinden nasıl görebiliriz?
Aramızda hayat var (+şeffaflık) şeffaflığın bilimsel, ekolojik ve sanatsal anlamlarıyla ilgilenen teorik yaklaşımlarla diyalog halinde bugün dünyayı eleştirel bir biçimde düşünmek için yollar öneren denemeler örgüsüdür.
Feldenkrais metodundan Bergson düşüncesine ve diğerlerine uzanan40 fragmanda, Deniz Gül, Batı-merkezci ve domine eden bakış nosyonunu yapıbozuma uğratarak şeffaflık kavramını açar.
Maddesellik ve bilinç üzerine yoğun ve şiirsel bir meditasyon.
“Tek çıkış, yüzeye varmaktır. Yüzeye. Dünyanın tenine (+yerküresel).
Nasıl? Kendine bakışla. Latour'un oligoptikon'uyla, Calvino'nun Carruga'sıyla, Feldenkrais'ın kendi-imgesiyle, Deleuze'ün farkıyla, Agamben'in kişiliksiz kimliğiyle, Martin'in aksamalarıyla, Nauman'ın sıçrayışlarıyla, Sıtkı Baba'nın düş oluşlarıyla… Rumi'nin dönüşüyle, Arakne'nin ağıyla, Deligny'nin başıboş dolaşan çizgileriyle, Michaux'nün fraktallarıyla…”
Felsefenin bakışı nedir? Bu bakış içinden nasıl görebiliriz?
Aramızda hayat var (+şeffaflık) şeffaflığın bilimsel, ekolojik ve sanatsal anlamlarıyla ilgilenen teorik yaklaşımlarla diyalog halinde bugün dünyayı eleştirel bir biçimde düşünmek için yollar öneren denemeler örgüsüdür.
Feldenkrais metodundan Bergson düşüncesine ve diğerlerine uzanan40 fragmanda, Deniz Gül, Batı-merkezci ve domine eden bakış nosyonunu yapıbozuma uğratarak şeffaflık kavramını açar.
Maddesellik ve bilinç üzerine yoğun ve şiirsel bir meditasyon.
“Tek çıkış, yüzeye varmaktır. Yüzeye. Dünyanın tenine (+yerküresel).
Nasıl? Kendine bakışla. Latour'un oligoptikon'uyla, Calvino'nun Carruga'sıyla, Feldenkrais'ın kendi-imgesiyle, Deleuze'ün farkıyla, Agamben'in kişiliksiz kimliğiyle, Martin'in aksamalarıyla, Nauman'ın sıçrayışlarıyla, Sıtkı Baba'nın düş oluşlarıyla… Rumi'nin dönüşüyle, Arakne'nin ağıyla, Deligny'nin başıboş dolaşan çizgileriyle, Michaux'nün fraktallarıyla…”