Dünyada arkeoloji bilimi bir disiplin olarak kabul edilmesinden bu yana kuram ve yöntem sorgulamaları üzerinden şekillenirken Türkiye'de arkeolojinin kuram ve yöntem tartışmaları ile kurulan bağı çok daha yakın tarihlidir. Geleneksel arkeoloji pratiği, maddi kültür üzerinden sembolizm çerçevesinde yorumlamalar yapmaya dayanır. Ancak arkeolojik nesne veya veri olarak bulduğumuz göstergeler çok daha karmaşık kültürel kodlara ve sistemlere ait olabilirler. Görüngübilim (Phenomenology) ve son zamanlarda Duyusal (Sensorial) arkeoloji gibi yaklaşımlar arkeolojik veriyi yorumlarken daha soyut kavramların da göz önünde bulundurulmasını önermektedir. Arkeolojinin temel çalışma öznesini oluşturan nesnelerin birbiri ile ilişkilerinden yola çıkarak insan ile olan ilişkisi ve tüm bunları çevreleyen doğal ve kültürel peyzajların anlaşılması ve yorumlanması gibi konular arkeoloji ile göstergebilim arasında kuvvetli bağlar oluşturur.
TAS serisinin üçüncü toplantısı ve kitabı için seçtiğimiz “Arkeoloji ve Göstergebilim” başlığı arkeolojinin pek çok alanda göstergebilim ile olan güçlü bağını vurgulama amaçlıdır. Göstergebilim, insanın doğal dürtüleriyle ürettiği, bilişsel deneyimleri ve algıları sonucunda ortaya çıkardığı işaretleri anlamlandırmaya yönelik çalışan disiplinlerarası bir yaklaşımdır. Göstergebilimde işaret kavramı ile kast edilen sadece semboller değil nesneler, tasvirler, kelimeler, düşünceler, yapılar ve tüm bunların bağlı olduğu kültürel kodlar, inançlar, gelenekler ve sosyal ilişkiler biçimidir.
TAP ve TAG'ın ardından TAS serileri ile beraber Türkiye arkeolojisinin kuram ve yöntem ile olan bağına önemli bir ivme kazandırılmış olduğuna inanıyoruz. Umarız ki Türkiye'de arkeolojik yaklaşımların çok sesli, çok yönlü, eleştirel ve yorumlayıcı bir hale gelmesi yolundaki bu çabalar sürdürülebilir kılınır ve özellikle öğrenciler tarafından yaygın olarak benimsenir.
Dünyada arkeoloji bilimi bir disiplin olarak kabul edilmesinden bu yana kuram ve yöntem sorgulamaları üzerinden şekillenirken Türkiye'de arkeolojinin kuram ve yöntem tartışmaları ile kurulan bağı çok daha yakın tarihlidir. Geleneksel arkeoloji pratiği, maddi kültür üzerinden sembolizm çerçevesinde yorumlamalar yapmaya dayanır. Ancak arkeolojik nesne veya veri olarak bulduğumuz göstergeler çok daha karmaşık kültürel kodlara ve sistemlere ait olabilirler. Görüngübilim (Phenomenology) ve son zamanlarda Duyusal (Sensorial) arkeoloji gibi yaklaşımlar arkeolojik veriyi yorumlarken daha soyut kavramların da göz önünde bulundurulmasını önermektedir. Arkeolojinin temel çalışma öznesini oluşturan nesnelerin birbiri ile ilişkilerinden yola çıkarak insan ile olan ilişkisi ve tüm bunları çevreleyen doğal ve kültürel peyzajların anlaşılması ve yorumlanması gibi konular arkeoloji ile göstergebilim arasında kuvvetli bağlar oluşturur.
TAS serisinin üçüncü toplantısı ve kitabı için seçtiğimiz “Arkeoloji ve Göstergebilim” başlığı arkeolojinin pek çok alanda göstergebilim ile olan güçlü bağını vurgulama amaçlıdır. Göstergebilim, insanın doğal dürtüleriyle ürettiği, bilişsel deneyimleri ve algıları sonucunda ortaya çıkardığı işaretleri anlamlandırmaya yönelik çalışan disiplinlerarası bir yaklaşımdır. Göstergebilimde işaret kavramı ile kast edilen sadece semboller değil nesneler, tasvirler, kelimeler, düşünceler, yapılar ve tüm bunların bağlı olduğu kültürel kodlar, inançlar, gelenekler ve sosyal ilişkiler biçimidir.
TAP ve TAG'ın ardından TAS serileri ile beraber Türkiye arkeolojisinin kuram ve yöntem ile olan bağına önemli bir ivme kazandırılmış olduğuna inanıyoruz. Umarız ki Türkiye'de arkeolojik yaklaşımların çok sesli, çok yönlü, eleştirel ve yorumlayıcı bir hale gelmesi yolundaki bu çabalar sürdürülebilir kılınır ve özellikle öğrenciler tarafından yaygın olarak benimsenir.