Sanatla dolu bir yıl dileğiyle
Yeni bir yılın ilk sayısıyla karşınızdayız. Biz bu yıla ait olanlarla birlikte geçtiğimiz yılın sonunda yaşananların bir araya gelmesine çalışırken, size okunacak dopdolu bir yayın vermeye gayret ettik. Çünkü her geçen yıl daha çok önemi anlaşılan sanat ve onun herkes tarafından ulaşılabilir olması bizim de önceliğimiz. Tüm dünyada da bu böyle ki, hareketli geçen sanat sezonu sergiler ve etkinlikler ile hız kesmeden devam ediyor.
Dünya sanat piyasası her ne kadar Maurizio Cattelan ve onun duvara yapıştırdığı muzun etrafında dönüyormuş gibi gözükse de, çok daha derinde ve toplumun her kesimine yayılacak şekilde büyümeye devam ettiği gerçeğini göz ardı edemeyiz. Hemen herkesin nasıl olup da bir muzun etrafında sanat konuşabildiği sorusuyla ortaya çıkan merak, sanata ilgisi sıradan izleyici düzeyinde bile olmayanları ona çekmek adına belki de tam ihtiyacımız olan şeydir. Ne dersiniz?
Dışarıda bunlar konuşuluyorken içeride insanlarımızı sanatla haşır neşir olmak için sanat kurumlarımıza çekmenin önemini, son zamanlarda yeni açılan müzelerimiz vesilesiyle konuşmaya devam ediyoruz. Odunpazarı Modern Müze (OMM), Eskişehir'de açılalı dört ay olmuş ve bu sürede tam 90 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019 Özel Ödülü'ne layık görülen OMM, şüphesiz ki ülkemizin önemli bir değeri olmayı çok kısa bir sürede başardı. Bu büyük bir başarı ve hepimizin kazancı diye düşünmeliyiz. Daha nicelerine ihtiyacımız olduğu ve bu tipteki sanat kurumlarının mümkün olduğunca yaygınlaşması gerektiği gerçek.
2019'a veda ettiğimiz ve yeni bir yılın heyecanını duyduğumuz günlerde hazırladığımız dergimizin elinizdeki sayısı, sizlere dünyadan ve ülkemizden sanatı farklı bakış açılarıyla sunuyor.
Pek çok ödül kazanmış olan Danimarkalı-İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson, çağdaş sanatta bir dönüm noktası niteliğinde olan ve iki milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği, kendisinin ve Tate'in devasa başarısı, 2003 tarihli THE WEATHER PROJECT ve 2018 tarihli ICE WATCH çalışmalarının ardından; IN REAL LIFE isimli sergisiyle yeniden kavuştuğu Londra Tate Modern'e bu ay veda ederek, Şubat ayında Bilbao'daki Guggenheim'a merhaba diyecek. Annabelle Krause-Schillin, Eliasson hakkında kapsamlı bir dosya hazırladı. Okumanızı tavsiye ederim.
Prof. Dr. Kıymet Giray, bize özel kaleme aldığı Nejad Melih Devrim portresini çizerken, sanatçının Türk sanat camiası için önemini şöyle aktarıyor: “1923 yılından başlayarak 1995 yılına kadar 72 yıl, sanatçının hayatının geçtiği coğrafyalar, yaşadığı aile, okullar, dost arkadaş çevreleri ve içinde yer aldığı sanat hareketleri, yalnızca Nejad Melih Devrim'in sanatını anlamamıza yardım etmez, aynı zamanda bu tarih aralığında resim sanatımızın gelişimi de kavramamızı kolaylaştırır.” Geçtiğimiz yüzyılın en önemli sanatçılarından birisinin kıymetini daha iyi idrak edebilmek için bu yazı rehberiniz olacak.
Sanat camiasının en dikkat çekici ödüllerinden Turner Prize 2019'a aday dört isimden birisiydi 43 yaşındaki Tai Shani. Sanatçı performans, film, enstalasyon ve heykel gibi araçlarla sanatını izleyiciye sunmayı tercih ediyor. Genellikle geçmiş, mitoloji, masallar ve kurmacalardan ilham alan karanlık ve fantastik dünyalar yaratıyor. Sanatçının ödüle aday gösterilme sebebi olan devasa boyutlardaki enstalasyonu DC: Semiramis ile bu ay Bir Sanatçı Bir Eser isimli bölümümüzde.
Sanatın geleceği ne olacak? Yapay zeka ve makineler sanat yapmayı gerçekten öğrenecek mi yoksa bu alanı bize mi bırakacaklar? Peki ya biz sanatı nasıl görecek, yorumlayacak ve onunla iletişim kuracağız? Bu soruların cevaplarını ve yakın geleceğimizde sanatın çıkacağı bu yolculuğun seyrini, Zeynep Merve Kaya'nın aydınlatıcı yazısından okuyun.20. yüzyılın kaotik ortamında sanatın ve sanat hayatının nasıl olduğuna dair bir inceleme yazan Fırat Arapoğlu'nun yazısına, geleceği anlayabilmek için daha dikkatle bakmanızı tavsiye ederim.
Anayasamızın 64. maddesi şöyle buyurur: “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.”Bu maddenin kafamızda yarattığı aydınlatmayı yeterli bulmayıp iki genç hukukçudan oluşan ve Türkiye'de sanat hukuku konusunda çalışan Ökke&Hekim Hukuk Bürosuna sanat ve sanat eserleriyle sanatçının korunmasına dair olan kanunları bize anlatmalarını rica ettik.
Yeni yılın bu ilk sayısında bunlardan başka daha pekçok konumuz gözlerinizin altına serilecek. Sayfaları umuyorum ki bizim bu sayıyı hazırlarken duyduğumuz heyecanla çevireceksiniz. Tekrar sanatla dolu, harika bir yıl geçirmeniz dileğiyle.
Olgaç Artam
Sanatla dolu bir yıl dileğiyle
Yeni bir yılın ilk sayısıyla karşınızdayız. Biz bu yıla ait olanlarla birlikte geçtiğimiz yılın sonunda yaşananların bir araya gelmesine çalışırken, size okunacak dopdolu bir yayın vermeye gayret ettik. Çünkü her geçen yıl daha çok önemi anlaşılan sanat ve onun herkes tarafından ulaşılabilir olması bizim de önceliğimiz. Tüm dünyada da bu böyle ki, hareketli geçen sanat sezonu sergiler ve etkinlikler ile hız kesmeden devam ediyor.
Dünya sanat piyasası her ne kadar Maurizio Cattelan ve onun duvara yapıştırdığı muzun etrafında dönüyormuş gibi gözükse de, çok daha derinde ve toplumun her kesimine yayılacak şekilde büyümeye devam ettiği gerçeğini göz ardı edemeyiz. Hemen herkesin nasıl olup da bir muzun etrafında sanat konuşabildiği sorusuyla ortaya çıkan merak, sanata ilgisi sıradan izleyici düzeyinde bile olmayanları ona çekmek adına belki de tam ihtiyacımız olan şeydir. Ne dersiniz?
Dışarıda bunlar konuşuluyorken içeride insanlarımızı sanatla haşır neşir olmak için sanat kurumlarımıza çekmenin önemini, son zamanlarda yeni açılan müzelerimiz vesilesiyle konuşmaya devam ediyoruz. Odunpazarı Modern Müze (OMM), Eskişehir'de açılalı dört ay olmuş ve bu sürede tam 90 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019 Özel Ödülü'ne layık görülen OMM, şüphesiz ki ülkemizin önemli bir değeri olmayı çok kısa bir sürede başardı. Bu büyük bir başarı ve hepimizin kazancı diye düşünmeliyiz. Daha nicelerine ihtiyacımız olduğu ve bu tipteki sanat kurumlarının mümkün olduğunca yaygınlaşması gerektiği gerçek.
2019'a veda ettiğimiz ve yeni bir yılın heyecanını duyduğumuz günlerde hazırladığımız dergimizin elinizdeki sayısı, sizlere dünyadan ve ülkemizden sanatı farklı bakış açılarıyla sunuyor.
Pek çok ödül kazanmış olan Danimarkalı-İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson, çağdaş sanatta bir dönüm noktası niteliğinde olan ve iki milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği, kendisinin ve Tate'in devasa başarısı, 2003 tarihli THE WEATHER PROJECT ve 2018 tarihli ICE WATCH çalışmalarının ardından; IN REAL LIFE isimli sergisiyle yeniden kavuştuğu Londra Tate Modern'e bu ay veda ederek, Şubat ayında Bilbao'daki Guggenheim'a merhaba diyecek. Annabelle Krause-Schillin, Eliasson hakkında kapsamlı bir dosya hazırladı. Okumanızı tavsiye ederim.
Prof. Dr. Kıymet Giray, bize özel kaleme aldığı Nejad Melih Devrim portresini çizerken, sanatçının Türk sanat camiası için önemini şöyle aktarıyor: “1923 yılından başlayarak 1995 yılına kadar 72 yıl, sanatçının hayatının geçtiği coğrafyalar, yaşadığı aile, okullar, dost arkadaş çevreleri ve içinde yer aldığı sanat hareketleri, yalnızca Nejad Melih Devrim'in sanatını anlamamıza yardım etmez, aynı zamanda bu tarih aralığında resim sanatımızın gelişimi de kavramamızı kolaylaştırır.” Geçtiğimiz yüzyılın en önemli sanatçılarından birisinin kıymetini daha iyi idrak edebilmek için bu yazı rehberiniz olacak.
Sanat camiasının en dikkat çekici ödüllerinden Turner Prize 2019'a aday dört isimden birisiydi 43 yaşındaki Tai Shani. Sanatçı performans, film, enstalasyon ve heykel gibi araçlarla sanatını izleyiciye sunmayı tercih ediyor. Genellikle geçmiş, mitoloji, masallar ve kurmacalardan ilham alan karanlık ve fantastik dünyalar yaratıyor. Sanatçının ödüle aday gösterilme sebebi olan devasa boyutlardaki enstalasyonu DC: Semiramis ile bu ay Bir Sanatçı Bir Eser isimli bölümümüzde.
Sanatın geleceği ne olacak? Yapay zeka ve makineler sanat yapmayı gerçekten öğrenecek mi yoksa bu alanı bize mi bırakacaklar? Peki ya biz sanatı nasıl görecek, yorumlayacak ve onunla iletişim kuracağız? Bu soruların cevaplarını ve yakın geleceğimizde sanatın çıkacağı bu yolculuğun seyrini, Zeynep Merve Kaya'nın aydınlatıcı yazısından okuyun.20. yüzyılın kaotik ortamında sanatın ve sanat hayatının nasıl olduğuna dair bir inceleme yazan Fırat Arapoğlu'nun yazısına, geleceği anlayabilmek için daha dikkatle bakmanızı tavsiye ederim.
Anayasamızın 64. maddesi şöyle buyurur: “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.”Bu maddenin kafamızda yarattığı aydınlatmayı yeterli bulmayıp iki genç hukukçudan oluşan ve Türkiye'de sanat hukuku konusunda çalışan Ökke&Hekim Hukuk Bürosuna sanat ve sanat eserleriyle sanatçının korunmasına dair olan kanunları bize anlatmalarını rica ettik.
Yeni yılın bu ilk sayısında bunlardan başka daha pekçok konumuz gözlerinizin altına serilecek. Sayfaları umuyorum ki bizim bu sayıyı hazırlarken duyduğumuz heyecanla çevireceksiniz. Tekrar sanatla dolu, harika bir yıl geçirmeniz dileğiyle.
Olgaç Artam