Asımın Neslinden Kırk Yürek

Stok Kodu:
9786059889193
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
167
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
40,00
34,00
9786059889193
653867
Asımın Neslinden Kırk Yürek
Asımın Neslinden Kırk Yürek
34.00

Bir medeniyet ve kültür timsali olarak Osmanlılık kullanılıyorsa eğer, bu sıfatı 20. yüzyılda onun kadar hak eden ikinci bir şahsiyet daha var mıdır, bilemiyorum. Osmanlılık bir taltif nişanı ise eğer, onu son asrında ilk hak eden şahsiyet olarak Mehmet Akif'i gösterebilirim. Hatırasına hürmeten onu aslında asıl ve orijinal adı ile yani Muhammed Akif olarak isimlendirmek belki de onu anlayabilme ve anlatabilme gayretimiz için en güzel çıkış noktası olabilir.

Alfabemizin değişimiyle, kelimelerimizi kaybedişimiz arasında ve tabii ki kavramları anlayamaz hale gelişimizin neticesinde yitirdiğimiz bir imparatorluk kadar devasa bir mensubiyet ve aidiyet duygusudur ki bunları kendileri üzerinden anlatmaya çalıştığımız müstesna insanların en başında gelir Muhammed Akif...

Belki de sadece Arnavut bir Osmanlıdan bahsettiğimizi anlatabilseydik bugünkü nesle, millet olmanın ne olduğunun mihenk taşı olabilirdi ‘İstiklal Şairi'.

Bütün detayları ile hayatını bir usta ressama çizdirsek, Muhammed Akif; göğsünde Osmanlı, alnında vefa, bileklerinde hamiyet ve ayaklarında İslam coğrafyası yazılı bir örnek portre olarak çıkardı karşımıza. Bütün bunların içinde ve özünde sahip olduğu iman ise onun âdeta eti-kemiği, temiz fıtratı ise sinir sistemidir.

Akif'i yalnızca İstiklal Şairi olarak lanse etmek bu sıfatın büyüklüğüne rağmen ona hak ettiği değeri vermemekten ziyade bütün bir milleti bir hazineden mahrum etmek olur.

İşte bu kitap, farklı gözlerden merhum Muhammed Akif'i tasvir etme gayreti gösteren ressamların portrelerinden oluşuyor. Tamamını üst üste yerleştirdiğinizde ortaya çıkan resim onu gösteriyor olacaktır.

Bu kitap her şeyden önce bir vefa borcunun bize düşen taksidinin ödenmesidir.

Bir medeniyet ve kültür timsali olarak Osmanlılık kullanılıyorsa eğer, bu sıfatı 20. yüzyılda onun kadar hak eden ikinci bir şahsiyet daha var mıdır, bilemiyorum. Osmanlılık bir taltif nişanı ise eğer, onu son asrında ilk hak eden şahsiyet olarak Mehmet Akif'i gösterebilirim. Hatırasına hürmeten onu aslında asıl ve orijinal adı ile yani Muhammed Akif olarak isimlendirmek belki de onu anlayabilme ve anlatabilme gayretimiz için en güzel çıkış noktası olabilir.

Alfabemizin değişimiyle, kelimelerimizi kaybedişimiz arasında ve tabii ki kavramları anlayamaz hale gelişimizin neticesinde yitirdiğimiz bir imparatorluk kadar devasa bir mensubiyet ve aidiyet duygusudur ki bunları kendileri üzerinden anlatmaya çalıştığımız müstesna insanların en başında gelir Muhammed Akif...

Belki de sadece Arnavut bir Osmanlıdan bahsettiğimizi anlatabilseydik bugünkü nesle, millet olmanın ne olduğunun mihenk taşı olabilirdi ‘İstiklal Şairi'.

Bütün detayları ile hayatını bir usta ressama çizdirsek, Muhammed Akif; göğsünde Osmanlı, alnında vefa, bileklerinde hamiyet ve ayaklarında İslam coğrafyası yazılı bir örnek portre olarak çıkardı karşımıza. Bütün bunların içinde ve özünde sahip olduğu iman ise onun âdeta eti-kemiği, temiz fıtratı ise sinir sistemidir.

Akif'i yalnızca İstiklal Şairi olarak lanse etmek bu sıfatın büyüklüğüne rağmen ona hak ettiği değeri vermemekten ziyade bütün bir milleti bir hazineden mahrum etmek olur.

İşte bu kitap, farklı gözlerden merhum Muhammed Akif'i tasvir etme gayreti gösteren ressamların portrelerinden oluşuyor. Tamamını üst üste yerleştirdiğinizde ortaya çıkan resim onu gösteriyor olacaktır.

Bu kitap her şeyden önce bir vefa borcunun bize düşen taksidinin ödenmesidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat